Silivri Selimpaşa’da Uygur çocukların gittiği Uygur İlim Marifet Vakfı’na bağlı bir etüt merkezinin çalışanı Ahmet Kader’in (52) 7 yaşındaki Uygur bir kız çocuğuna tecavüz ettiği, yaşları 4 ile 12 arasında değişen altı kız çocuğunu da taciz ettiği Serbestiyet’in Temmuz 2023’teki haberiyle ortaya çıkmıştı.
Çocukların ailelerine söylemeleri üzerine istismar olaylarının ortaya çıkmasının ardından Uygur İlim Marifet Vakfı yöneticileri Habibullah Küseni ile vakfın eski yöneticisi Abdürrahim Teşna, çocuk istismarcısı Ahmet Kader’i jandarmaya teslim etmeyerek ailelere onu etüt merkezinden kovduklarını ve yine kendi idarelerinde olan ve mağdur ailelerin de ikamet etmekte olduğu Selimpaşa’daki Rahat Sitesi’nden de uzaklaştırdıklarını söylemişti.
Vakıf yöneticileri aileleri korkuttu: “Devlet çocukları elinizden alır”
Vakıf yöneticileri, Türkiye’deki hukuk sistemini iyi bilmeyen göçmen Uygur aileleri, “Jandarmaya giderseniz devlet çocukları elinizden alır” diye korkuttu.
Ancak mağdur çocukların aileleri şikayetçi oldu ve bir hafta sonra da mağdur çocuklardan birinin babası olan Abdülhekim Gazi, Ahmet Kader’i kendisi yakalayarak jandarmaya teslim etti.
Vakıf yöneticileri ise aileye şikayetlerini geri çekmesi için baskı yaptı. Adli sürecin vakfın itibarına ve bağış toplamasına zarar vereceği için çocuk istismarcısı hakkında şikayetçi olunması baskısı yapan vakıf yöneticileri, kiralarını düzenli ödeyen mağdur aileleri kendi idarelerinde olan Rahat Sitesi’ndeki dairelerden atmakla tehdit etti.
Vakıf yöneticileri hakkındaki şikayet Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nda
Aileler ise şikayetlerini geri çekmedikleri gibi Ahmet Kader’in firari olduğu bir haftalık süreçte bazı vakıf yöneticileriyle irtibatlı olduklarını öğrenmeleri üzerine vakıf yöneticileri Habibullah Küseni, Abdurrahim Teşna, Abdulgani Kutudi, Kurban Haci ve Abdülkadir Bulak hakkında “suç delillerini yok etme” ve “tehdit” suçlarından Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Çocuk istismarcısı Mahkeme’de itiraf etti: “Vakıf yöneticisi Abdürrahim kaçmamı söyledi”
Ahmet Kader, “Çocuğun Cinsel İstismarı”, “Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı”, “Müstehcen Yayınların Üretiminde Çocukları Kullanmak”, “Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma”, “Çocuğu Müstehcen Yayınları Okumaya ve Seyretmeye Teşvik”’ten yargılandığı 24 Ekim 2024’te görülen duruşmada, kendisini vakfın idarecilerinden Abdürrahim Teşna tarafından kaçması gerektiğinin söylendiğini itiraf etti:
“Çocukların hakkımda söylediklerini 17 Haziran günü komşum Abdurrahim Hacim’den duydum. Bana, ‘Çocukların beyanı esas alınır. Seni mahkûm ederler’ dedi ve kaçmamı söyledi. Bunun üzerine Selimpaşa’daki evden ayrıldım ve çocuğumla birlikte Esenyurt’ta kendime ait eve gittim. Evde bulunabileceğim için geceleri camilerde geçirdim.”
Ailelere “evden çıkın” baskısı
Olayla ilgili davanın 9 Ocak’taki duruşmasının hemen öncesinde yaşanan son skandal ise Serbestiyet’in önceki günkü (3 Ocak) haberiyle ortaya çıktı.
Çocuk istismarcısı Ahmet Kader’i elleriyle yakalayarak jandarmaya teslim eden Abdülhekim Gazi ile sitede ona destek olan altı Uygur ailenin daha kiralarını ödeyerek ikamet etmekte oldukları dairelerin vakıf idarecilerinin kararıyla satıldığı ve bazıları da vakıf yöneticilerinin yakın akrabaları olan daireleri alan kişiler tarafından ailelere evleri derhal boşaltmaları için baskı yapılmaya başlandı.
Vakıf yöneticileri, ayrıca çocuk istismarına tepki gösteren Uygur aileler için “Çin ajanı” iftirası atmaya başladı.
Küseni’den yalanlar: “Serbestiyet, Perinçek’le ilgili bir gazete”
Uygur İlim Marifet Vakfı yöneticilerinden Habibullah Küseni, Serbestiyet’in haberi sonrası çoğunluğu Türkiye’deki medyayı takip etmeyen, bir kısmı Türkçe bilmeyen Selimpaşa’da oturan Uygurlara Uygurca gerçekleri çarpıtan konuşmalar yapmaya ve çocukları istismar eden mağdur aileleri “Çin işbirlikçisi” ilan eden konuşmalar yapmaya başladı.
Küseni, Serbestiyet için de şöyle dedi:
“Bu gazete Doğu Perinçek’le ilgili. Bana Perinçek bu işi takip edecek diye duyumlar gelmişti.”
Küseni, Mahkeme Başkanı hakkında yalan söyledi
Küseni, yalnızca tecavüzcünün yargılanmakta olduğu mevcut davanın önceki duruşmasında Mahkeme Başkanı ile mağdur avukatlarından biri arasında geçen bir diyaloğu da çarpıtarak aktardı.
Avukatın, sanık Ahmet Kader’in beyanları sırasında “medresede çalıştığını” söylediğini hatırlatarak, “Bu bahsettiği medrese nedir?” diye sorması üzerine Mahkeme Başkanı, “Bunun bu yargılamayla ilgisi yok. İstismar suçundan yargılama yapıyoruz” demişti.
Küseni, yine Serbestiyet’te yer alan haberdeki Mahkeme Başkanı’nın sözlerini çarpıtarak şöyle söyledi:
“Bu gazete geçen sefer yaptığı haberde, ‘Hâkim Bey, hadise ile okulun akalası yok’ dedi diye yazdı. (Mağdur ailelerin adlarını vererek) bu işten sonra onların olayın okul ile alakası olmadığını bilmesi gerekiyordu. Ancak bunların asıl maksadı başka. Doğu Perinçek ile iş birliği yapıp, Perinçek’le ilgili gazete ile iş birliği yapıp, bizi bu duruma getirdiler.”
Çocuk istismarcısını jandarmaya teslim etmediklerini ikrar etti: “’Kovun’ dedi kovduk”
Küseni, beyanatının bir başka yerinde ise çocuk istismarcısı Ahmet Kader’i jandarmaya teslim etmediklerini ikrar etti.
Mağdur ailelerden birinin ilk başta jandarmaya şikayetçi olunmasından çekinmesi nedeniyle yalnızca Ahmet Kader’in siteden ve etüt merkezinden kovulması gerektiğiyle yetinilmesini söylediğini belirterek Ahmet Kader’i jandarmaya teslim etmemelerini haklı çıkartmaya çalıştı.
Küseni şöyle dedi:
“Kendisi sadece ‘kovun’ demişti. Ses kaydı var bende. ‘Kovun’ dedi biz de kovduk.”