Tayyip Erdoğan’ın, önceki dönemde Kürt meselesindeki cesaretli çıkışları, riski göze alan çözüm çabaları, AK Partiye oy veren, destekleyen, görev alan Kürtler için temel ölçüydü. Son anayasa değişikliğine de sıkı bir destek verdiler.
Her şey, Barzani'nin bağımsızlık referandumuna karar vermesiyle altüst oldu. Ankara’nın dili ve stratejisi, “bölgedeki Kürtlerin kendilerini yönetme isteğine karşı bir cephe oluşturma”ya endekslendi. Bağdat'taki, DEAŞ'ın oluşumuna yol açmış Şiici baskıcı yönetim, “yeni dost”a dönüştü. İran'la birlikte, Irak Kürdistan'ına askeri operasyonlardan söz edilmeye başlandı.
AK Partili Kürtler, şaşkına döndü: Bunca riski göze almış ve önemli adımlar atmış AK Parti liderliği, bölgedeki Kürt varlığına karşı “geleneksel devlet refleksi” çemberi içinden konuşmaya başlamış durumda…
AK Partili bir Kürt milletvekili, bu değişimi "milada dönüş" olarak değerlendirerek, endişelerini şöyle dile getiriyor: "Kürtler, bir bütün olarak ve referandum bahanesiyle, bir heyulaya dönüştürüldü. Korku ve paranoya tetiklendi…
Mesut Barzani ve Erdoğan arasında son on yıl bu denli bir dostluk kurulmasaydı PKK şiddeti ve terörü Türkiye'yi bölerdi."
Bu endişe ve hayal kırıklığı, görüldüğü kadarıyla, Kuzey Irak'ta yaşayan Kürtlerde de var. Onlar da Erdoğan'ın cesur çıkışlarına yüksek bir değer biçiyordu.
Yeni strateji
Çözüm sürecinde, yalnız Türkiye Kürtleri değil, Suriye ve Irak Kürtleriyle de, sıcak ilişkiler gelişiyordu. Türk-Kürt siyasi enerjisi, bölgenin yeni ve güçlü dinamiği haline gelebilirdi. Zor, zahmetli, riskli bir denemeye girişilmişti. Çözüm arabası, yolda devrildi.
Bu kırılmanın arkasında kimler vardı, neden böyle bir projeyi tehlikeli gördüler; bunu zamanla anlayacağız. Devrilen araba, Türk- Kürt ilişkilerini zedeledi. Bölgedeki kargaşalık, bu ilişkileri de içine alarak yeni boyutlar kazandı.
Bütün bu süreçlerin en yakın takipçileri hiç şüphesiz Türkiye Kürtleriydi. Barış çabalarının en güçlü destekçisi, onlardı. Şimdi bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Gelinen çizgiye razı değiller, kullanılan dili, öne çıkarılan bakış açısını doğru bulmuyor ve değişmesini istiyorlar.
AK Parti liderliği bunu hesaba katmak zorunda.
Yakın bir tarihte, tayin edici seçimler olacak. Kürt oyları, belirleyici bir rol oynayabilir. Kritik bir dönemeçten geçiyoruz.