AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde, "aşırı" bir tempoyla seçimlere hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar yurdun dört bir yanında, sürekli seçim kampanyası yürütüyorlar.
16 Nisan 2017 Anayasa referandumunun ardından resmen yeniden AK Parti Genel Başkanı olan Tayyip Erdoğan, örgütü olağanüstü bir tempoyla seçim havasında tutuyor.
Bu hedefine ulaşmak için İstanbul belediye başkanı dahil önde gelen birçok belediye başkanını istifa ettirdi. İl ve ilçe örgütlerinin yönetimlerini değiştirdi. Parti örgütünü "metal yorgunluğu" içinde olmakla eleştirdi. Futbolda "tam saha pres" diye bilinen taktiği siyaset alanına taşıdı.
Partiyi böyle bir hava içine sokmak mutlaka harekete geçirici etkiler yapıyor. Örgütlerin daha sıkı çalışması sağlanabiliyor.
AK Parti'nin "seçim havası"na girmesi, toplumun da seçim havasına girmesi anlamına geliyor mu? Bu çok tartışmalı. Toplumun gündemi, daha çok kendi hayat gaileleri ve bunların çözümleri üzerine kurulu. Henüz gündemde olmayan seçimlerin kampanyaları bu dertlere ne kadar dokunuyor, sıradan insanı ne kadar ilgilendiriyor, bunu saptamak kolay değil.
Parti örgütüne gelince: Bir doygunluk, bir hareketsizlik tabii bir de kuruluş hedefleriyle bugün gelinen nokta arasındaki uyum ve uyumsuzluk onları etkiliyor. 16 Nisan 2017 referandumunda en azından bir kesiminin kafasının ne kadar karışık olduğunu gördük.
İstanbul ve Esenyurt
Bu aşırı zorlama kaçınılmaz olarak bazı sorunlar da yaratıyor, örneğin kamuoyunda tepkilere yol açan açıklamalara sebep olabiliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, muhtemelen atamayla gelmenin baskısı içinde, Başbakan’ın ve de bazı bakanların katıldığı Arnavutköy AK Parti İlçe Kongresi’nde şunları söyleyebiliyor: "…Metroda da birinci önceliğimiz en fazla oy aldığımız yerler olacak inşallah…. Kongreler yenilenme diyorum. İnşallah bu yenilenme ile metro sözünü de verdik. Arnavutköy'den daha yüksek oy bekliyoruz diyorum."