Ana SayfaGÜNÜN YAZILARICavit Bey'in idamının 95. yılında…

Cavit Bey’in idamının 95. yılında…

2010 yılında Şiar Yalçın’ı da yitirdik. Aslında onunla konuşmak ve yaşadıklarını açık yüreklikle dinlemek istiyordum. Maalesef o birçok sırrı ve bilgiyi de kendisiyle beraberinde götürdü. Şiar Yalçın’ın cenazesinde bulunanlardan birisi de Kılıç Ali’nin oğlu Altemur Kılıç’tı. Kılıç Ali, Şiar Yalçın’ın babası Cavit Bey’in asılmasına karar veren İstiklal Mahkemesi’nin üyesiydi.

Bundan 95 yıl önce İttihatçı Maliye Bakanı Cavit Bey, kendisine tebliğ edilmeden, cezasını temyiz edemeden idam edilmişti. Yıllarca kimse neden asıldı diye soramadı bile.. Ben bu konuda Cumhuriyet gazetesindeki köşemde Cavit Bey’in haksız idamını yazdığımda birçok insan şaşırmıştı.

Oğlu yazar, emekli savcı Şiar Yalçın’dan da bir mektup almıştım. 2010 yılında Şiar Yalçın’ı da yitirdik. Aslında onunla konuşmak ve yaşadıklarını açık yüreklikle dinlemek istiyordum. Maalesef o birçok sırrı ve bilgiyi de kendisiyle beraberinde götürdü. Şiar Yalçın’ın cenazesinde bulunanlardan birisi de Kılıç Ali’nin oğlu Altemur Kılıç’tı. Kılıç Ali, Şiar Yalçın’ın babası Cavit Bey’in asılmasına karar veren İstiklal Mahkemesi’nin üyesiydi.

Şiar Yalçın’ın annesi Nazlı Aliye Hanım’ın ilk eşinin Abdülhamit’in oğlu Şehzade Burhaneddin olduğunu da hatırlatalım. Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın, babasız kalan Şiar’ı evlat edinmişti.

Delil yok idam var

İttihat Terraki hükümetlerinin Maliye Nazırı ve Türkiye’nin ilk liberal düşünürleri arasında değerlendirilebilecek bir entelektüel olan Cavit Bey, 26 Ağustos 1926’da Ankara’da idam edildi. Onun idamı tam anlamıyla siyasi bir karardı. İdama temel oluşturan herhangi bir küçük delil bile yoktu. (Bu gerçeği Atatürk’ün sonraki yıllarda Cavit Bey’in eşine söylediği anlatılır.)

Şiar Yalçın’ın 10 yıl önce ölüm haberini alınca, bana yolladığı mektubu bulmuş ve köşemde yayınlamıştım. Bu siyasi cinayetin 95. yılında Maliye Nazırı Cavit’i anarken Şiar Yalçın’ın mektubunu tekrar paylaşıyorum: “Sayın Oral Çalışlar, babam hakkındaki yazınızı okudum ve çok duygulandım. Her 26 Ağustos günü içimi bir sevinç ve bir hüzün bir arada kaplar. Büyük zafere, bağımsızlığa ve Cumhuriyet’e doğru en kesin adım ve “şayak kalpaklı adam”ın büyük hamlesi adına sevinç, masum bir adamın asılması adına hüzün.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN

- Advertisment -