Ana SayfaYazarlarDemirtaş'ın popülaritesi Apo'yu geçti

Demirtaş’ın popülaritesi Apo’yu geçti

Bölgede yapılan araştırmalara göre Selahattin Demirtaş'ın tabandaki popülaritesi Apo'nunkini geçmiş durumda. Biraz şaşırtıcı ama Demirtaş, her geçen gün arayı biraz daha açıyor. PKK ve HDP tabanı, Abdullah Öcalan'ı artık "onursal başkan" olarak görüyor. Apo'yu politikanın üzerinde bir yere konumlandırıyorlar. Öcalan'a ayrılan manevi alan büyüdükçe reel alan daralıyor. Liderlik önce tabanın aklında yer değiştiriyor. Apo, oyunun dışında kaldıkça tabanın gözündeki etkisi zayıflıyor, popülerliği azalıyor; tabanın ilgisi sahnede olanlara yöneliyor. Kürt hareketinde sahnede olan isim ise güç çevrelerinin desteğini arkasına alan Demirtaş.

 

HDP liderinin popülaritesi kendiliğinden artmıyor elbette; dışarıda ve içeride büyük güç çevrelerinin desteği olmasa Demirtaş, Apo gibi güçlü bir figürle yarışamazdı bile. Demirtaş'ı Kürt hareketinin başına monte edebilmek için arkada uluslararası desteğin olduğu bir süreç işletildi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir operasyonla CHP'nin başına geçirilmesi gibi Demirtaş da HDP'nin başına monte edildi. Doğan Grubu'nun, Gülen Cemaati’nin, Cumhuriyet'in desteği olmasa Demirtaş, herhalde bugün Öcalan'ı gölgede bırakamazdı.

 

Deniz Baykal'ı manşetlerle vuran, CHP'nin başından uzaklaşması için baskı yapan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu parlatarak CHP'nin genel başkanlık koltuğuna oturtan Doğan Grubu, Demirtaş için de benzer bir süreci işletti. Demirtaş'ı, Kürt siyasetinin "Pop-Starı" olarak parlattı ve HDP'nin başına yerleştirdi. Selahattin Demirtaş da bu desteği gayet iyi kullandı; PKK ve HDP içindeki yerini her geçen gün biraz daha sağlamlaştırarak ilerliyor. Ankara, Öcalan'ı partner olarak seçince, oyun dışı bırakıldığını düşünen Batı, kendisine Demirtaş'ı partner olarak seçti. Yalnız arada şöyle küçük bir fark var: Ankara, Öcalan'ı barışın, birlik içinde bir çözüm formülünün ortağı olarak tercih ederken; Batı, Demirtaş'ı, Ankara'nın oyununu bozacak, çözümsüzlüğü derinleştirecek ayrılıkçı bir dayatmanın aktörü olarak seçti. Bu ortaklık, PKK'yı da kapsayan bir programın parçası; ABD ve Batı, Türkiye'yi kızdırma pahasına olsa da Suriye'de de PKK'yı açıktan partner olarak seçti. Batı, PYD üzerinden artık PKK'ya silah yardımı yapıyor.

 

Kuşkusuz Öcalan'ın örgüt üzerindeki ağırlığı hâlâ sürüyor. Fakat bu ağırlık, PKK ve HDP'nin yönünü tayin edecek düzeyde değil. Apo, oyunun kaderini değiştirecek bir aktör olarak önemini korumaya devam etse de eski popülaritesine ulaşması da zor. "Oslo görüşmeleri" ve "Demokratik açılım süreci" gibi devletin tüm iyi niyetli, barışçıl girişimlerine sırt çeviren PKK, son olarak çözüm sürecini de bozunca İmralı'nın büyüsü de bozmuş oldu. Bu gelişmeler, Öcalan'ın liderliğine olan güveni sarstı ve İmralı merkezli çözüm arayışlarını olumsuz etkiledi.

 

Dikkat edilecek olursa Apo'nun popülaritesinin arttığı dönemler genelde barış ve huzurun en fazla hissedildiği dönemler oldu; ama Demirtaş'ın popülaritesinin zirve yaptığı zamanlar nedense bu ülkenin barıştan uzaklaştığı, kaos ve terörün en fazla geliştiği zamanlar oldu. Bu fark bile bence Demirtaş'ın misyonunu gayet iyi gösteriyor.

- Advertisment -