Ana SayfaYazarlar'Diktatör'den 'Tayyip Bey'e...

‘Diktatör’den ‘Tayyip Bey’e…

ERDOĞAN’SIZ çözüm arayışlarının sonuna gelindiği görülüyor. Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık Yargı darbesiyle tırmandırılan, bunlar tutmayınca HDP ve PKK üzerinden devreye sokulan Erdoğan’ı bertaraf etme planı 1 Kasım seçimleriyle boşa çıktı ve bir dönem kapandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “diktatör” diyerek yola çıkan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, ABD dönüşü “Tayyip Bey” demeye basladı.

 

 Arada binbir emekle belli bir aşamaya getirilen çözüm sürecini, barışı ve tabii Öcalan’ı da harcamış oldular. Madem “Tayyip Bey” demek bu kadar kolaydı, ne diye “Kasımda diktatörü devirmek bir başkadır” mavalları okudunuz? Bunca insanın ölmesine değer miydi? Savaş, çatışma ve ölüm güzellemeleri yapacagınıza çözüm sürecinin üzerine titreseydiniz fena mı olurdu? Şimdi hangi Demirtaş’a inanacak Türkiye? Cumhurbaşkanı’na “Asmayacagız korkma, yargılayacağız” diye tehditler savuran Demirtaş’a mı, yoksa “Imralı’daki görüşmeler Tayyip Bey’e tam olarak aktarılmamış” diyen Demirtaş’a mı? Hangisine inanalım?

 

Bu üslup değişikliğinin Selahattin Demirtaş’ın ABD ziyareti dönüşüne rastlaması tesadüfü olmasa gerek. Geçen yılki ABD ziyareti dönüşünde Kürtleri sokağa döküp iç savaş çıkarmaya kalkışması gibi. Çözüm sürecini 50 vatandaşın katledildigi 6-7 Ekim olayları bitirdi. Geçen yıl ABD’den dilinde “diktatör”, elinde “savaş” dosyasıyla dönen Selahattin Demirtaş, anlaşılan bu yıl da çantasında “barış” ve “uzlaşma” paketiyle geri geldi. Demek ki HDP siyasetini belirleyen merkez ABD’de; PKK’nınki de Brüksel’de zaten. Daha önce Öcalan, bu iki merkeze dikkat çekme ihtiyacı duymuştu; Apo, “Türkiye’ye karşı yeni darbenin ABD ve Brüksel’deki Gladyo merkezinde hazırlandığını” söylemişti. Sonradan kendi kurduğu örgüt ve partinin de bu merkezlerden direktif aldığı ortaya çıktı.1 Kasım seçimlerinin ardından Türkiye’nin dünya ile ilişkileri yeni bir boyut kazandı. Batı, bükemedigi eli öpmek zorunda kaldı. Bu sırada olan tabii aradaki taşeronlara oldu. Paralel yapı geçen sürede zaten darmadağın oldu; PKK agır darbeler alıyor; HDP ise siyasi olarak çökmüş sayılır. Bu konjonktürde yapılacak çok şey yok; Demirtaş’a yeni akıl vererek geri gönderdiler. Terörle, santajla, tatlı dille “Tayyip Bey”i kandırıp çözüm sürecine yeniden geri dönmeyi planlıyorlar. Oysa maskeleri çoktan düştü; devlet için paralel yapı neyse PKK ve HDP de odur artık. Çok farklı degil.

- Advertisment -