Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Kuddusi Müftüoğlu bir açıklama yapmış; ‘’Genç arkadaşlara daha çok görev vermek istiyoruz. Yeni yüzler arıyoruz. Bu yüzleri değiştirmek istiyoruz.’’ Hakemlik kurumu bir yenilenme atılımına başlamış durumda. Karagömlekliler futbolun günah keçisi ilan edilmiş olmalarına da isyan halindeler…
İlk gençlik yıllarımın tribün tekerlemeleri arasında baş roldeydi hakemlere ilişkin duygu yoğunluğu; “Hop hop hakem top hakem!” ya da “Hakeme gözlük başına tarak..!” “İ.ne hakem!” Övgü dolu bi tek tekerleme yok onlar adına üretilmiş. Bütün kararlarına itiraz edilen ve üstüne üstlük bütün kararları da yanlış adamdır hakem. ‘O penaltı verilir mi!’’ den tutun da ‘hakem maçı sattı!!’ya varana kadar uzun bir olumsuzluklar listesi var arkalarında.
Adları ‘Karagömlekliler’e çıkmış bu kara vicdanlı insan topluluğu takımların ekmeklerine kan doğrayan adamlar aslında ve zaten bunlar da değil kabahat bunları hakem yapanlarda… Hakem olanın da hakem yapanın da dişi akrabalarıyla kurulan rabıtanın had, zaman, seviye, zaviye tanımaz durumları var. Küfrün bini bir para. Trajik bir şey tabi; kim annesine bu kadar küfür edilmesini ister ki? Sorun küfür yemeyi isteyip istememekle değil ama on binlerce insanın önüne çıkıp kararlar alıp bunun doğruluğunu savunacak bir anayasayla birlikte koşturmayı kim ister?
Bunu isteyen ve zevkle yapan bir insan topluluğu var ülkemizde. Hakemlik bir meslek olmamakla birlikte meslek incelikleri gerektiriyor. Kuralı var kaidesi var iş yeri var… Ben onların maden ocağı işçileri ve şoförler kadar zorlu bir iş yaptıklarını düşünmüşümdür. Her an kaza yapabilirler ve ama en az onlar kadar hatta daha da dikkatli olmak zorundalar. Rivayet o ki; eyyamcılar, takım tutuyorlar ve takım kayırıyorlar. Suçlama büyük.
Oysa MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu gelinen noktada büyük bir değişimin gerekliliğine vurgu yapıyor ve bundan duyduğu rahatsızlığı şöyle dile getiriyor; “…Bütün maçları sanki hakemler etkiliyor gibi bir algı oluşuyor. Buna katılmıyorum. Avrupa’daki hakemlere uygulanan baskının 10 katı bize uygulanıyor. Bu baskı yazık ki önce seyircileri etkiliyor. Siz seyircisiniz ve gazetelerde her gün hakemlerle ilgili bir şeyler okuyorsunuz. Algınız böylece değişiyor. Maçı hakem eksenli seyretmeye başlıyorsunuz. Futbolun aktörleri hakemler değildir, oyunculardır teknik direktörlerdir… Ne yazık ki hakemler ve kulüp başkanları ön planda. Bunu yanlış buluyoruz.”
Ve aynı Kuddusi Müftüoğlu bunun önüne geçebilmek için hakemlik kurumunun da gelişim vizyonunu değiştirmesi gerektiğini vurguluyor. Olaya hakim, karar verebilme yetisi gelişmiş, yabancı dil bilen, ülke sınırlarının ötesi başarıları hedefleyen, mevzuya vakıf hakemlerin yetişmesini ya da görev sayılarının artmasını istiyor.
Ve aslında hepimizin derdine tercüman oluyor. Tv ekranlarında itin gö.üne sokup çıkarılan bu insan topluluğu kalite seviyesini yükseltmek ve herkesin eleştirilerinde bir seviye tutturmasını sağlamak gibi bir görevini de önüne koyuyor. Bu olumlu gelişmeyi özellikle izliyorum
Profesyonel hakemlik bir çözüm olabilir gerçekten. Kanunları ve kuralları uygulamakta aynı titizliği taşıyacak ve bunu bir ‘konsensüs’ haline getirmiş bir meslek erbabı. Çünkü hakemler jürideki diğer meslek dallarından birinde değil direkt jürinin karşısında ‘tokmağı’ elinde tutan adamın yerinde oturuyor. –Benzetmek gibi olmasın ama-
Türkiye’de 5 bin hakem bulunuyor. TFF şu anda 7’si FİFA kokartlı 9 Süper Lig hakemiyle sözleşme imzalamış durumda. Süper Lig’de 38 hakem görev yapıyor ve bu sayı 22’ye düşürülecek. Profesyonel hakemlik kapıda. Önce gözlüklerden başlıyorlar yani… Dediğim gibi ben de bu uygulamayı destekliyor ve merakla bekliyorum…