Ana SayfaYazarlarHollande out, Valls in

Hollande out, Valls in

 

Büyük siyasi ailelerin Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacak adayları yavaş, yavaş ortaya çıkıyor. Aşırı Sağın adayının Ulusal Cephe’nin (FN/Front National) Başkanı Marine Le Pen olduğu uzun zamandır biliniyordu. Adını “Cumhuriyetçiler” (LR/ Les Républicains) olarak değiştirmiş olan “Gaulliste” gelenekten gelen partinin 20 ve 27 Kasım’da düzenlenen ön seçiminden François Fillon’un çıkmasıyla merkez Sağın adayı da belirlenmiş oldu. Fillon sürpriz bir atakla siyaset parkurunun Sarkozy ve Juppé gibi iki yaşlı jokeyini yarış dışında bıraktı belki ama eski politikacı geçmişi (https://www.serbestiyet.com/yazarlar/akin-ozcer/fillon-in-sarkozy-out-737939) göz önüne alınırsa, yeniyi ne kadar temsil ettiği de ortada.

 

Sol cenahta, daha doğrusu sosyalist ailede ise geçen hafta içinde önemli bir gelişme oldu. Cumhurbaşkanı François Hollande, sürpriz sayılan ama özünde ileri görüşlülük (lucidité) olarak nitelenen bir kararla aday olmayacağını açıkladı. Hollande’ın kararı mantıklıydı çünkü anketler partisinin ön seçimine girse diğer adaylar karşısında kaybedeceğini, doğrudan seçime katılacak olsa, ilk turda, “ilerici” etiketiyle Sağ ve Solun ılımlı kesimlerine oynayan eski Ekonomi Bakanı Emmanuel Macron’un, hatta aday olduğunda Başbakanı Manuel Valls’ın bile arkasında kalacağını gösteriyordu.

 

Valls ön seçimde favori

 

Siyasi analistler Hollande’ın aday olmama kararının Manuel Valls’ in önünü açtığı hususunda birleşiyor. Fransa’nın ilk Katalan asıllı Başbakanı, 1962 Barcelona doğumlu Manuel Valls’ın gönlünde 20 yaşındayken vatandaşlığını aldığı komşu ülkenin en üst makamına ulaşmak vardı ama adaylığı Hollande’ın adaylıktan çekilmesine bağlıydı. Bir Cumhurbaşkanı ile Başbakanı herhangi bir seçimde birbirlerine rakip olamazlardı elbette. Hükümet sözcüsü Stéphane Le Foll, önceki hafta Europe 1’e verdiği demeçte Valls’ in sosyalistlerin 22-29 Ocak tarihlerinde yapılacak ön seçimine katılma hakkı bulunduğunu ama o takdirde başbakanlıktan istifa etmesi gerektiğini vurgulamıştı.

 

Ön seçime adaylık için son başvuru tarihi (15 Aralık) yaklaştıkça Valls’ in üzerindeki baskı artıyor, o da bu baskıyı Hollande’a yöneltiyordu. Cumhurbaşkanı, aday olup olmayacağını bir an önce açıklamalı ve herkes ne yapacağına karar vermeliydi. Hollande ile Valls geçen Pazartesi (28 Kasım) baş başa bir öğle yemeği yemişler, olasılıkla bu konuyu ele almışlardı ama kimse bu konuda medyaya herhangi bir ipucu vermemişti.

 

François Hollande, yıl içinde kendisine 2017 için aday olup olmayacağına ilişkin sorulara karşılık hep bu konuda yıl sonunda karar alacağını söylemişti. Amacı, genelde ekonomi, özelde işsizlikle ilgili olumlu verilerin adaylığı lehine bir atmosfer yaratıp yaratmayacağını görmekti. Sonunda adaylığının sadece Sol değil, ayrıca Sosyalist Parti (PSF) içinde de birleştirici olmadığı görerek kararını verdi. Valls ’in önünü bir an önce açabilmek için de çok beklemeden 1 Aralık’ta açıkladı.

 

Manuel Valls, Hollande’ın kararının sindirilebilmesi için bir süre bekledikten sonra dün (5 Aralık) başbakanlık görevinden istifa ederek adaylığını açıkladı. Valls, kampanyası boyunca Hollande’ın bilançosunu savunacak, karşılığında da desteğini arkasına almış olacak. Partinin Sağ kanadını temsil eden Valls ‘in karşısında ise en güçlü aday olarak PSF’in sol kanadından Arnaud Montebourg var. Eski Eğitim Bakanı Benoît Hamon da ön seçim için adaylığını açıklamış bulunuyor. Ama Hamon’u “çok solda” bulan sosyalistlerin bir bölümü Valls ile Sol kanat arasında güvenmedikleri Montebourg dışında Martine Aubry çizgisinde güçlü bir aday daha aday arıyor. PSF’e yakın olan Libération gazetesi önümüzdeki günlerde aday olabilecek pek çok isimden söz ediyor ama Valls ‘in her şeye karşın ön seçimin favorisi olduğunu kabul etmek gerekir.

 

Sosyalist aday ikinci tura kalabilir mi?  

 

PSF’in adayı belli olmadan bu soruyu yanıtlamak kolay, hatta mümkün de değil. Kazanırsa Valls ‘in ilk turda en önemli rakibi eski Ekonomi Bakanı Macron olacak. Macron, Pazar günü Le Journal du Dimanche’a verdiği mülâkatta PSF Birinci Sekreteri Cambadélis’in ön seçime katılması için yaptığı daveti “ülke yönetimine talip olanların klan kavgalarına hapsolmasının” anlamsız olduğunu vurgulayarak reddediyor. Mantıklı bir karar çünkü ılımlı Sol seçmen kadar, Sağda Juppé’yi saf dışı bırakan muhafazakâr Fillon’dan uzaklaşan ılımlı Sağ seçmenin oylarına da talip. Oy havuzunu Sol seçmenle sınırlandırmak istemiyor. Macron “Sol’un (anketlerde) 18 aydır ikinci turdan elendiğine, bir tek adayının bile ikinci tura çıkamadığına” işaret ediyor ve John Sturges’in 1957 yapımı ünlü “Gunfight at the O.K. Corral” westernine benzettiği sosyalistlerin ön seçimini kazanacak adayın da ikinci tura kalamayacağını ileri sürüyor.

 

Macron söz konusu mülâkatta eski Başbakan’a üstü kapalı olarak sataşmayı da ihmal etmiyor.  “Cumhurbaşkanı’na asla saygısızlık etmediğini, stratejik görüş ayrılıkları olduğunu, bunu hep açıkça dile getirdiğini” belirtiyor. “Sorumluluklarını ve risklerini aldığını, yüz yüze mücadeleyi sevdiğini” söylüyor, “arkadan vuranların tam aksine” diye de ekliyor. Amacı, yanıtlamayacak olsa da kendisine “arkadan vuranla Valls’i mi kast ediyorsunuz” sorusunun yöneltilmesini sağlamak elbette. (http://www.lejdd.fr/Politique/Presidentielle-2017-Macron-en-appelle-a-tous-les-progressistes-829624)

 

Macron ’un ön seçimden çıksa da Valls ‘in en ciddi rakibi olduğu anketlere de yansıyor. Eski Ekonomi Bakanı, Hollande’ın kararını açıklamasından bir gün önce (30 Kasım) yayımlanan bir ankette (Elabe/Les Echos), ilk turda yüzde 14-17 ile Fillon (30-31) ve Marine Le Pen’in (24-25) ardından 3. sırada geliyor, Sol Parti’nin (PG) adayı Jean Luc Mélenchon ile PS adaylarının (Valls veya Montebourg) önünde yer alıyordu.

 

İki turlu seçimlere Türkiye’de alışkın değiliz. Bu sistem saf haliyle ikinci turda en az kötü adayın seçilmesini sağlıyor belki ama seçmen ilk turda oylarını saklayarak ikinci tura kalacak adayları belirlemek için çeşitli taktiklere de başvurabiliyor. İlk turda sandığa gitmeyebiliyor ya da ikinci tura kalmasını istemediği rakip adayı saf dışı bırakacak adaya oy verebiliyor.

 

Valls ‘in adaylığıyla sosyalistler ikinci sırayı alabilir mi bilinmez ama şimdilik hiç de kolay görünmüyor. Şurası muhakkak ki Hollande’ın adaylıktan çekilmesiyle öncelikle PSF içinde, sonra Sol’da ve nihayet tüm Fransa çapında kartlar yeniden karılıyor. O bakımdan bu konuda herhangi bir tahmin yapmadan sosyalist cenahtaki ön seçimin sonucunu, 29 Ocak akşamını beklemekte yarar var.      

 

- Advertisment -