İddiaya göre; Celal Talabani'nin oğlu Pavel Talabani, emrindeki peşmergelere, "Kerkük'ten çekilin" talimatı verdi.
Kerkük'e saldıran Irak birliklerinin ve İran'ın Şii milislerinin önü açıldı.
Bu belli ki uzun süren bir hazırlığın sahneye konmasıydı. Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Barzani'ye karşı İran'a yakın duruyor.
Bir İran hamlesi sayılan Irak'ın Kerkük harekatı, Kürtlerin ve Kerkük'teki Sünni toplulukların aleyhine bir gelişme olarak yorumlanıyor.
Türkiye'nin İran'la oluşturduğu ittifak bölgeyi bilenlere göre en çok Tahran'ın elini güçlendirdi.
İran, Türkiye ve Irak çemberine alınan Barzani'nin, Bağdat tarafından vurulması kolaylaştı. İlk hedef de Kerkük oldu. Irak ordusu, İran'ın örgütlediği Haşdi Şabi milislerinin öncülüğünde Kerkük'ü kuşatmaya başladı.
Şehrin büyük çoğunluğunu oluşturan (Kürt/Türkmen/Arap) Sünniler yeni bir katliam korkusuyla şehri terk etmeye başladı.
Suudi Arabistan, Ürdün tetikte
Bölgede İran egemenliğinin güçlenmesinden endişelenen Suudi Arabistan ve Ürdün ise Barzani'ye destek vermeye hazırlanıyor. Onlara Mısır'ın katılması da bekleniyor…
Güçlendiği gözlenen "Şii yayı"na karşı bir denge peşinde oldukları söylenebilir.
ABD-PKK, Rusya-Barzani
İran'ın bölgede güçlenmesini istemeyen ABD'nin, uzun zamandır PYD'yi ve de PKK'yı bölgede önemli bir silahlı güç olarak değerlendirdiği biliniyor.
Kerkük'ün, İran'lı milislerin eline geçme riskine karşı PKK'nın devreye girmesinden söz ediliyor. ABD, hesaplarını, PKK üzerinden kurmuş gibi görünüyor.
Rusya'nın; Barzani'nin köşeye sıkıştırılmasını, Kürtlerin dışlanmasını tercih edeceği, söylenemez. Irak Kürdistanı'nın 1 milyar dolarlık borcunu ödeyen, ayrıca 1.5 milyarlık proje desteği veren Rusya'nın; Barzani'yi hedef alan bu hamleye evet demesi mümkün görünmüyor.
Türkiye bir daha düşünsün
Barzani karşıtı cephe (İran-Irak- Türkiye), belli ki ilk iş olarak Kerkük'e yöneldi. Bu hamlenin ilk kazananı İran sayılabilir. Şii milislerin Kerkük'e yerleşme olanağı çok yüksek. Bu, şehrin ve bölgenin etnik, mezhebi dengelerini altüst edebilir.
Bağdat, Başika'daki Türk Silahlı Kuvvetleri birliklerin çekilmesini istiyor. Bu ısrar nedeniyle Binali Yıldırım'ın Bağdat ziyaretinin yapılamadığı söyleniyor.
Türkiye'nin Irak Kürdistanı'ndaki referandumu bir tehlike olarak görmesi, ne kadar gerçekçi? Bölge Kürtlerinin önemli bir kesimi, Türkiye'yi kendisine en yakın ülke olarak görüyordu.
Türkiye'nin Kürtleri bir bölünme unsuru gibi değil, bir birlik enerjisi olarak kabul etmesi daha akla yatkın tutum olmaz mıydı? Çok geç olmadan, bir daha düşünsek…