“Hepimize geçmiş olsun.” Kılıçdaroğlu'nun konvoyuna saldırı, tehlikenin ne ölçüde büyüdüğünü gösteriyor. İçişleri Bakanı Efkan Ala, saldırıyı PKK'nın gerçekleştirdiğini açıkladı.CHP yöneticisi Özgür Özel, saldırının doğrudan CHP Genel Başkanını hedef aldığını söyledi.
Neden bu saldırı?
15 Temmuz 2016, ülkemizin yaşadığı tehlikelere karşı bir ortak iradenin başlama tarihidir… 15 Temmuz, bütün siyasi partileri uzlaşma yönünde etkilerken, PKK'yı ters yönde hareketlendirdi. Öyle anlaşılıyor ki, oluşabilecek “büyük uzlaşma” Kandil'in çıkarlarına ters düşüyor. FETÖ’nün tasfiyesinin yarattığı ortam, Kürt sorununda da bir uzlaşma ufku açabilirdi. Böyle bir dönemeçte, PKK’nın, saldırıları yayıp, çatışmayı tırmandırdığını görüyoruz. Katliam düzeyindeki bombalamalar, Kürtlerin uzlaşmanın içinde yer almasını zorlaştırıcı etki yapıyor. HDP’nin de uzlaşmaya katılması böyle bir ortamda mümkün olabilirdi. CHP’nin tercihi aslında bu yöndeydi. Böyle bir uzlaşma, “sorunun Türkiye içinde çözülme ihtimali”ni güçlendirirdi. CHP'nin bu sürece katılmış olması, iç kamplaşmanın yumuşamasında tayin edici bir ağırlık oluşturuyor. Kılıçdaroğlu, özellikle 15 Temmuz sonrası izlediği çizgiyle, çatışma hesapları yapanların hesabını bozan bir tutum sergiliyor.
Eğer CHP hedefse…
Kılıçdaroğlu’nun bilinerek hedef alındığı doğruysa bu PKK'nın strateji değiştirerek, CHP'yi düşman saflarında görmeye başladığı anlamına geliyor. Sorunun Türkiye içinde çözülme ihtimalinin PKK'nın hesaplarına ters düştüğünü görebiliyoruz. Şunu söylemek mümkün: PKK, Türkiye'yi içeriden zora sokarak, bir iç kamplaşmayı kışkırtarak, Suriye'de elini güçlendirmek istiyor.
Cerablus
İçerideki yumuşama, dışarıda da, uzlaşma adımlarıyla desteklendi. Rusya ve İran'la ilişkiler, PYD'nin kantonlar siyasetini zora soktu. Türkiye’nin Suriye sınırında “ara bölge” yaratma siyaseti sonuç verdi. Cerablus'taki askeri hamle, PKK'nın bölgesel hedeflerini sarstı. Görünen o ki; PKK, gelişen yeni durumu, iç gerilimi tırmandırarak, Türk-Kürt çatışması üzerine yeni senaryolar üreterek, kendi lehine çevirmeyi amaçlıyor. Bu ısrar, son dönemde, Kürtlerden eskisi kadar destek görmüyor. Bunu herhalde hisseden PKK, daha sert bir çizgiye doğru kayıyor. Türkiye'de, sorunları konuşarak, uzlaşarak halletme eğilimi güçlenirken, PKK'nın muhalefet liderini hedef alması, artık şiddet siyasetlerinin iyice çıkmaza sürüklendiğini gösteriyor. IŞİD gibi PKK'nın da sıkışması, daha çılgın eylemleri tetikliyor.