Ana SayfaYazarlarPKK üç yıl sonra gene aynı hatâyı yapıyor

PKK üç yıl sonra gene aynı hatâyı yapıyor

 

Kabul etmek gerekir ki PKK, çatışmaların yarattığı mağduriyet nedeniyle, belirli bir sosyal tabanı olan bir örgüt. Bu PKK için hem avantaj, hem dezavantaj.

 

Avantaj, çünkü kendi tabanına hitap eden ve demokratik sınırlar dahilinde hareket ettiklerini iddia eden siyasilerden himaye görmesini sağlıyor. Dezavantaj, çünkü yürüttüğü mücadelenin kitlesine zarar vermesi, tabanı ile arasına soğukluk girmesine yol açıyor.

 

PKK, kendi politik tabanı ile arasına soğukluk girmesine yol açacak en büyük hatâyı 2015’te yaptı. Barış masasını devirerek Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur ve Şırnak’ta hendek savaşları başlattı.

 

Bu hamle, örgüte aidiyet hisseden kitlenin evinden yurdundan olmasına, örgütün sosyal taban açısından güçlü olduğu stratejik yerleşim yerlerinin yıkılmasına neden oldu.

 

Hendek savaşlarından sonra Kürtler arasında “örgütün halka borçlu olduğu” saikiyle (halkın örgütü olarak) hareket etmediği; tersine, “halkın örgüte borçlu olduğu” beklentisi üzerinden (örgütün halkı perspektifiyle) hareket ettiği yönünde güçlü bir kanaat oluştu.

 

Aradan üç yıl geçti. PKK aynı hatâ ve öngörüsüzlüğü şimdi Afrin’de gerçekleştiriyor. Nasıl mı?

 

Sırrı Süreyya’nın yaptığı sürpriz

 

ABD 2011’de Suriye’ye müdahale ettiğinde, PKK kendi açısından yerinde hamleler yaptı. Kamuoyu bilmiyor ama ona bu hamleleri yapmasını ve “doğru siyaset” izlemesini sağlayan (dönemin siyasilerinin ve devlet heyetinin uyarılarına rağmen) Sırrı Süreyya Önder oldu. (Bu konuyu ayrı bir yazıda daha da ayrıntılandırmayı düşünüyorum.)

 

Sırrı Süreyya Önder, sürpriz bir şekilde İmralı’da Öcalan’ın, Kandil’de PKK’nin önüne, çözüm sürecini örgütün Suriye kazanımlarıyla özdeşleştiren bir ikaz koydu.

 

Sık sık da PKK’nin Suriye’den vazgeçmesinin ahlâkî açıdan kabul edilemez olacağı yönünde bir izlenim oluşturarak, bu tercihin pekişmesini sağladı.

 

Bu ikaz ve pekiştirmelerden sonra Öcalan ve PKK, Suriye’deki PKK varlığına dokunulması halinde çözüm sürecinin sabote edileceğini ifade etti. Örgütten ayrı olarak Öcalan, son noktanın devlet ile birlikte konmasına açık kapı bıraktı. Evet, bırakmasına bıraktı, ancak gelişmelerin önüne geçecek bir insiyatif de ortaya koyamadı.

 

PKK, Türkiye’nin kendisine dokunmaması sayesinde Suriye’deki kaostan sonuna kadar yararlandı; güç nakli yaparak pozisyonunu güçlendirdi.

 

Devlet, Kobani eylemleri sonrası “galiba bu işte bir yanlışlık var” noktasına geldiğinde geç kalmıştı. Çünkü örgüt Suriye’de kendine güçlü bir partner bulmuş, Amerika’nın kontrolüne girmişti.

 

Böylece PKK, ABD sayesinde alan genişletti, tasfiye edilmekten kurtuldu, kurumlaştı, askeri ve ekonomik açıdan da kendi kendini idame eder hale geldi. Daha da önemlisi, uluslararası alanda güçlü bir sempati halesi oluşturdu.

 

Hendek siyaseti tekerrür ediyor

 

Ancak PKK’nin Rojava genelinde uyguladığı başarılı strateji, 2016 yılından itibaren güçlü bir meydan okumayla karşılaşmaya başladı. Çünkü Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu ile, PKK açısından yeni koşullar oluştu.

Rusya-Su

riye-İran ekseniyle işbirliğine giden Türkiye, Kürt koridoru projesini Cerablus hamlesi ile engelledi. Ayrıştırılan koridorun batısında kalan Afrin’i de büyük pazarlıklara konu yaptı.

 

PKK yeni şartları okuyamadı. Okuyamadığı gibi, Afrin’de kalmakta ısrar etti. Tıpkı Türkiye’deki gibi, hendek savaşları için hazırlık yaptı. Oysa bu ısrar ve hazırlık, gene Türkiye’de yaşanan süreç benzeri üç şeye sebep olabilir.

 

Bir, kente askeri operasyona davetiye çıkarttı. Bu da kentin savaş mekânı olmasına yol açabilir.

İki, kentin savaş mekânı olması yerle bir olması anlamına gelir. Bu durumda da halk göç yollarına düşer.

Üç, kentin yakılıp yıkılması bir elli yıl daha kendini toplayamamasını, halkın yoksulluk ve açlık çekmesini, demografisinin değişmesini beraberinde getirebilir.

 

Rusya’nın kentten çekilme karşılığı operasyonun durdurulması önerisi, PYD ve Afrin için en rasyonel öneriydi. Ama PKK öneriyi reddetti. Böylece iktidar olma, hegemonya kurma arzu ve ihtirasının bedelini bu kez de Afrin’de halka ödetmenin yolunu açtı.

 

PKK bu yüzden Afrin savaşında bir türlü moral üstünlük kuramıyor; tutumu Kürt sokağında kitlesel karşılık bulamıyor. Çünkü hendek siyasetinde canı yanan halk, aynı hatâlar yüzünden bu kez de Afrinlilerin canının yandığı ve yanacağı kanısında.

 

- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik