Ana SayfaYazarlarPKK’nin doğası, KCK’nin merkezi

PKK’nin doğası, KCK’nin merkezi

 

Bugün bana “Kürt sorunundaki en temel problem nedir?” şeklinde bir soru sorulsa, “PKK’nin doğası ile KCK merkezinin karşı karşıya gelmesidir” derdim. Ve eklerdim: Kürt sorunu bugün çözümsüz kalmışsa, PKK ve HDP bugün çok ciddi bir kriz ve çıkmazla karşı karşıyaysa, nedeni budur.

 

                                                                   *          *          *

 

PKK’nin doğası, oluşan ve olandır. Bu etkileşimi yarattığı-yaşattığı edimler, oluşturduğu tecrübe, bugüne bıraktığı miras, gelecek için uyandırdığı heyecan (ütopya) şeklinde dört kategoride ele alabiliriz.

 

PKK’nin doğasını en iyi Öcalan özetlemiştir. Öcalan’a göre PKK üç dönem geçirmiştir. Birinci dönem 197’'te başlayıp 1984’e kadar devam eden süreçtir. Bu dönem hareketin kendisini tanımlaması, kurgulaması, altyapı kurması tartışmaları ve arayışı ile geçmiştir.

 

İkinci dönem 1984-1993 arasıdır. Bu dönem silahlı mücadelenin yükseltildiği, yoğun çatışmaların olduğu dönemdir. 1993’ten 2002’ye kadar süren süreç üçüncü dönemdir. Öcalan, 2010 tarihli bir görüşmesinde bu döneme “tasfiye ve çözüm süreci” adını verdiğini ifade etmişti.

 

Öcalan dördüncü dönemi ise 2002’den sonra başlayan yıllar olarak tanımlar. Bu yılları da özgürleşme yılları, PKK’nin toplumsallaşması olarak ifade eder.

 

                                                                  *          *          *

 

Benim PKK’nin doğasına ilişkin tarihsel sınıflandırmam ise şu şekilde: Birinci dönem 1973-1978 arasıdır. Bu tarihi kesit PKK’nin kuruluş ve tanımlanış yıllarıdır. İkinci dönem 1978-1984 arası dönemdir. Bu kesitte PKK teoriden pratiğe geçmiştir.

 

Üçüncü dönem 1984-1999 yılları arasındaki kesittir. Bu dönemde askeri mücadele yoğun şekilde verilmiştir.

 

Dördüncü dönem 1999 sonrasıdır. Bu dönem PKK’nin siyasallaşması ve toplumsallaşması çabalarını içerir.

 

Birinci dönem PKK’nin ideoloji inşa etmesini, ikinci dönem partileşmesini, üçüncü dönem askerileşmesini, dördüncü dönem ise toplumsallaşma iradesi ve arzusunu ifade eder.

 

                                                                  *          *          *

 

PKK dördüncü dönemde, doğasının ise üçüncü (bugüne bıraktığı miras) kategorisinde, KCK’yi doğurdu. Böylece PKK Kürt siyasi hareketinin geçmişe bakan yüzü, KCK de PKK’nin gelecek için yaşattığı ütopya oldu. Ancak PKK geleneği geleceğe devrederken, gelenek (PKK) gelecek (KCK) ile karşı karşıya geldi.

 

PKK KCK’ye dönüşürken, gelecekten toplumsallaşmayı istedi. Aslında bu, Kürt sorunundaki sosyolojik bir faz değişiminin habercisiydi. Zira Kürtler devletin de paradigma değiştirmesi yüzünden “kurtuluş aşamasından kuruluş aşamasına” geçmişlerdi. Birinci aşama “silah”, ikinci aşama “siyaseti” önceliyordu.

 

Ancak KCK bu mesajı yeterince özümseyemedi. KCK, toplumsallaşma, silahsızlanma, normalleşme gibi konuları gündemine almak yerine tekrar militerleşme ve askerileşmeyi gündemine aldı. Böylece PKK’nin doğası, bugüne bırakılan mirası (KCK) gelecek ütopyasına dönüştürürken, doğasının (geleneğin) yanlış yorumlanması ile yüz yüze geldi.

 

KCK’nin bu hatalı yorumu toplumsallaşmanın kurumsallaşamaması, şiddetin sona erememesi, siyasetin normalleşememesi, toplumun inşa edilememesi, toplumsal sorunların ötelenmesi ve ertelenmesi sonucunu doğurdu. Diğer taraftan da Kürt sorununda faz değişiminin gerçekleşememesine yol açtı.

 

Kürt sorunu bu yanlış ve hatalı yorum yüzünden silahlı mücadeleden siyasallaşma, silahsızlanma, normalleşme aşamasına geçemedi.

 

                                                                 *          *          *

 

Bugün PKK’nin doğasını Öcalan, KCK merkezini de Kandil temsil etmektedir. PKK’nin bıraktığı miras olarak vücut bulan KCK, PKK’nin üçüncü dönemde, 1984-1999 tarihleri arasında yaşadığı askerileşmeyi (şiddeti) yeniden gündemine almak suretiyle, tarihin tekerleğini ileriye değil geriye çevirdi.

 

Tarihin tekerleği doğru yönde çevrilmedikçe, PKK’nin şu anda başının üstünde duran doğası ayakları üzerine doğrultulup düzeltilmeden, KCK merkezi PKK’nin doğasını anlayıp bilince çıkarmadan, ne Kürt sorunu, ne de Kürtlerin toplumsal sorunları çözülür.

 

Bunu da PKK’nin doğasını temsil eden ve seslendiren Öcalan’dan başkası çözecek gibi görünmüyor.

 

- Advertisment -