Ana SayfaYazarlarIŞİD'i ödünç alabilir miyim?

IŞİD’i ödünç alabilir miyim?

Kullanışlı bir örgüt. Irak ve Suriye bu örgüt sayesinde dizayn edildi. Maliki'den IŞİD sayesinde kurtuldular; Barzani'nin üzerine sürerek onu Batı'ya tam bağımlı hale getirdiler. IŞİD'in varlığı olmasaydı Esed'i kurtarmaları da mümkün olmazdı. ABD, İsrail, Almanya ve İran… Hepsi IŞİD'i birbirinden ödünç alıp kullanıyor.  

 

Irak ve Suriye'de iyice yerleşip serpildikten sonra örgütü Türkiye'nin üzerine de saldılar. Ankara'yı yola getirebilmek için IŞİD'i Kürtlerin üzerine göndermeleri yetiyor. Ardından içerideki büyük şebeke harekete geçerek IŞİD'i tepe tepe kullanmaya başlıyor. PKK, PYD, HDP, Cemaat, CHP ve Doğan medyası bu danışıklı dövüşün birer parçası. AK Parti'yi sindirebilmek için IŞİD kartını kullanıp duruyorlar. Yalan haberler, dezenformasyon bu grupların aracılığıyla içeride yayılıyor. Dünün saygın görünen kimi gazetecileri bugün büyük bir dezenformasyon şebekesinin üyesine dönüşmüş durumda. Kamuoyu ise IŞİD haberlerinden adeta şaşkına dönmüş durumda. PKK ve HDP'nin çıkardığı gürültü ve tahrik edici yayınları, Türkleri adeta milliyetçi öfkenin kollarına atıyor. Hükümet ise bu dezenformasyon faaliyeti karşısında çaresiz durumda. Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan Kobani'den gelen yaralılar alınarak tedavi edilmelerine rağmen Türkiye, IŞİD destekçisi olarak suçlanıyor. HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ise hükmünü çoktan vermiş bile. "IŞİD'i Kobani'ye gönderen AKP!" 

Yalanla, dezenformasyonla bir ülke düşer mi? Arkasındaki güç ve amaç görülmez ise elbette ki düşer. IŞİD-PYD-PKK ve HDP üzerinden Türkiye'ye istikrarsızlık ihraç ediliyor. Bu süreç seçimlerden çok önce başladı ama maalesef devlet, bu tehlikeli dalganın önünü almayı başaramadı. Türkiye, 7 Haziran'da siyasi bütünlüğünü kaybetti. Siyasi irade bölündü. Türkiye, daha büyük operasyonlara elverişli hale getirildi. Bu dezenformasyon ve siyasi manipülasyonlarla Türkiye'yi dağılmaya hazır hale getirmeye çalışıyorlar. 

 

Türkiye iki seçenek arasına sıkıştı

 

AK Parti, iki seçenek arasına sıkıştırılmış durumda. Ya MHP ile koalisyona zorlanıp Kürtlerle topyekûn bir savaşa tutuşturulacak ya da CHP koalisyonu ile başladığı günden artık çok farklı olan, özünden boşaltılan ve yeniden kurgulanan "çözüm süreci"ni hayata geçirmek için teslim olacak. AK Parti'ye olağan şartlar altında doğru bir çıkış yolu bırakıldığını pek düşünmüyorum. Türkiye'yi maalesef böyle bir açmaza mahkûm ettiler. 

Çözüm süreci düne kadar aslında bu tarihi sıkışıklıktan önemli bir çıkış imkânı sunuyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski devletin Kürtlere karşı inkâr, ret ve asimilasyon politikalarına son verip çatışmaları bitirdi. Ancak ortak vatanda eşit yurttaşlar olarak barış içinde birlikte yaşama projesi olarak gündeme gelen çözüm süreci geçen sürede özünden saptırıldı. Dış güçlerin dâhil olmasıyla çözüm süreci barış projesi olmaktan çıkıp Türkiye'yi PKK'yla bölüşme ve AK Parti'den kurtulma projesine dönüştürüldü. Bu projeyi de yine bizzat AK Parti eliyle hayata geçirmek istiyorlar. IŞİD sopasını biraz da AK Parti'yi buna razı etmek için kullanıyorlar. AK Parti'nin bu tuzağa düşeceğini sanmıyorum. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, bölgeyi ve dünyayı çok iyi bilen ve tarih bilinci yüksek olan iki lider. Tarih, böyle sıkışık zamanlarda toplumlara ve liderlere doğru kapıyı mutlaka aralar. Önemli olan doğru yoldan şaşmamak ve kolay yollara aldanmamak.   

- Advertisment -