spot_img
Ana SayfaYazarlarSemra Çekmegil tefsiri

Semra Çekmegil tefsiri

 

Tefsir kapalı bir sözün içine nüfuz etme, onu anlaşılır bir hale getirme çabası. Çabası demek zorundayız çünkü bu işe kalkışan kişi nihai sözü söyleyemez; ancak kendi birikimi, onu çevreleyen koşullar, aklı iz’anı kadar açıklayabilir ayetlerin manasını. Ayet apaçık işaret, beyan, alamet ve nişane demek ama bu işaretin işaret ettiği muradı anlayabilmek için esbab-ı nüzulden başlayarak nice disiplinlerden geçmek lazım.  

 

Mekke’de inen ayetler daha ziyade Allah’la kul arasındaki iman bahsindendir; müjdeleyici, korkutucu olarak art arda gelirler ve oldukça kısa ve nettirler. Medine’de nüzul edip daha uzun olanlar ise, insanlar arasındaki hukuk ve ahlakı temellendirir ve onları daha çok yorumlamaya ihtiyaç duyarız.

 

“Kitabı sana O indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir (ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih (birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen)dir. Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak, uyardığı sonuca uğra(yıp belalarını bul)mak için onun müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun te’vili (uyardığı sonucun ne zaman gerçekleşeceği)ni Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde ileri gidenler: “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası düşünüp öğüt almaz.” Al-i İmran suresi 7. ayet

 

Günümüzde Kur’anı doğru biçimde anlamak öyle hayati bir hale geldi ki, bu hak ve görevi ihmal etmek büyük vebal olur. Bu yönde şifahi çalışmalar yapan insanlar bunu yazılı metne de dönüştürebilirler, tıpkı Malatya’nın önde gelen kadın öncülerinden Semra Çekmegil’in yaptığı gibi. Semra Hanım bölgenin saygın alimlerinden Sait Çekmegil’in kızı olması hasebiyle çocukluktan itibaren ilim meclislerinde yetişmiş, kendini Kur’an hadimi olarak tanımlamış bir kadın ve onlarca yıldan beri Malatya Birlik Vakfı, Akabe Kültür ve Eğitim Vakfı ve Nida Radyosu’nda ayetler üzerine yaptığı sohbetleri yeniden ele alarak altı ciltlik tefsir kitabını yazmış. Büyük bir tevazuyla “bu müfessirlik veya alimlik iddiası değildir, kusurdan beri olduğu söylenemez, senet fetva veya nas iddiası yoktur” diyor önsözünde. Fakat gündelik hayatın içinden geçen, şimdiki zamanın yeni sorularına da cevap arayan akıcı ve güncel üslubuyla ve faydalandığı kaynakların muteberliğiyle eserini sevinçle karşıladık doğrusu. Tefsirin adı da sade yalın ve zahidane: Okuyucu Tefsiri. İmam Gazali’nin “kendi anlayışı ve akli kudreti nispetinde Kur’andan netice ve dersler çıkarmak herkese caizdir, ayetlerin zahirinin tefsiri ile ilgili rivayetler, onlardan anlaşılacak manaların son sınırı değildir” ilkesi Çekmegil’e güç ve cesaret vermiş.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

- Advertisment -