Ana SayfaYazarlar‘Senkronize olma' meselesi

‘Senkronize olma’ meselesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurması için görevlendirdikten sonra yeni kabineyle ilgili uyarılarda bulunmayı da ihmal etmedi. Erdoğan, önceki gün katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın ortak hareket etmesinin, ülkenin geleceği için önemli ve gerekli olduğunu söyledi. Erdoğan, “Cumhurbaşkanı başka telden, Başbakan başka telden çalarsa biz bir netice alamayız. Bu bakımdan senkronize olmamız çok önemli” dedi.

 

Erdoğan’ın bu uyarılarda bulunmasının sebebi mevcut sistemin doğurduğu yetki kargaşasıdır. Bir yanda halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı, diğer yanda da yine halkın oylarıyla seçilen bir Başbakan var. Mevcut sistem, iki kurumu birbiriyle yetki çatışmasına düşürecek özellikleri taşıyor. Güney sınırı dışarıdan kuşatılan, içeriden de “özyönetim” ilanlarıyla ulusal birliği parçalanmaya çalışılan Türkiye’nin, bu sistem krizinden bir an önce kurtulması gerekiyor.

 

Tabii, bunun için başkanlık sistemine geçişi de öngören yeni bir anayasayı yapacak güçlü bir kabinenin oluşturulması gerekiyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, kabinenin oluşmasında ortak hareket edemezlerse, sonrası süreçte de birlikte çalışmaları zorlaşır. Bu gerçeği şimdiden görüp önlem almak şart.

 

Önümüzde “senkronize olmak” ile ilgili 7 Haziran’dan 1 Kasım’a uzanan altı aylık başarılı bir dönem var. Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın uyumu, bu uyumun AK Parti kongresine yansıtılması; parti kurullarının ve milletvekillerinin belirlenmesi sırasında ortak çalışılması, AK Parti’ye tarihi bir seçim başarısı getirdi. Bu uyum, AK Parti’den daha da çok Türkiye’ye kazandırdı. Ekonomik ve siyasi istikrar yeniden sağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında 7 Haziran sonrası yakalanan uyum devleti ve toplumsal bütünlüğü güçlendirdi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, geleceğe yönelik “senkronize olma” ihtiyacına dikkat çekmesi, bu büyük resimle yakından bağlantılı. Bu tabloyu gözardı ederek yeni bir hükümet oluşturulamaz. Yeni hükümet, Türkiye’yi başkanlık sistemine taşıyacak vizyonu paylaşan isimlerden oluşmalı. Başkanlık sistemine geçişi acil bulmayan veya gerekli görmeyen bir hükümet, çok geçmeden Cumhurbaşkanı ve AK Parti ile karşı karşıya gelir. Bu da yeni bir kriz demektir ki, Türkiye zamanını ve enerjisini bu krizde tüketir. 1 Kasım seçimlerinden sonra “Öküz öldü, ortaklık bitti” denilmeyeceğine göre; 7 Haziran sonrası yakalanan uyum, ortak çalışma deneyimi önümüzdeki süreçte de devam ettirilmeli.

- Advertisment -