Milli duyguların kabardığı günlerden geçiyoruz. Böyle zamanlarda, hissiyat gerçeği gölgeleyebilir. Daha üst perdeden tepki gösterenler, daha heyecan yaratıcı sözler edenler, herkesin önüne geçebilirler. Makul olan geride kalabilir.
Tarihimizin kritik dönemlerinden birisini yaşıyoruz. Dünya bir ekonomik kırılma ve yeniden şekillenme kavşağında. Bunun bizi de doğrudan doğruya etkilemesi normal. Ancak, ABD'nin siyasi müdahalesiyle, ekonomik sorunlar çok farklı bir boyut kazandı.
Trump'ın uluslararası ilişkileri zehirleyen, alt üst eden tutumu pek alışık olunan bir tutum değil. Tabii şu da bir gerçek: ABD, her dönemde, elindeki mali ve askeri güçle, dünyaya nizam vermeye kalkışmıştır. Darbeler örgütlemiş, işgaller gerçekleştirmiştir. Bazen de Vietnam'da olduğu gibi hesapları tutmamış, batağa saplanmıştır.
Trump ABD'siyle Türkiye arasında genel gerilime özel gerilimler de eklendi. Suriye'deki, YPG/PYD yapılanması konusundaki ciddi bakış açısı farkı sır değil. Rahip Brunson krizinin çok katmanlı bir arka planı var.
ABD'nin yaptığı müdahaleler karşısında, başta Almanya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere Rusya ve İran gibi güçler de bir kafa karışıklığı yaşıyor. Yeni bir uluslararası psikoloji ve sorgulama oluşuyor. Bunun değerli bir imkan olduğu ortada. Önümüzdeki aylarda birçok denge yeniden şekillenecek gibi görünüyor.
Türkiye’de, alınan bir dizi önlemle, taşlar bir miktar yerine oturmaya başladı. Şimdilik piyasa kısmen sakinleşmiş görünüyor.
Diyalog yolu açık olmalı
Siyasetin, siyaset aklının, sakinliğin, diplomasi, kültür ve medeniyetin en çok gerekli olduğu günlerden geçiyoruz. Geriye dönüşü olmayan, diyalog köprülerini tümüyle yok edebilecek öfkeli tepkileri kontrol altına almalıyız. Ülkeler arasında yaşanan gerilimlerin aşılması her zaman mümkündür. Kısa süre önceye kadar Rusya Türkiye ilişkileri oldukça kötü bir noktaydı. Türkiye'nin gösterdiği esnek tutum sayesinde ilişkiler yeniden canlanmaya başladı.
Benzer bir olumsuzluğu Almanya, Hollanda ile yaşadık. Şimdi o noktada da bir değişimin ilk nüveleri var. Almanya, ABD'nin uyguladığı yaptırımlara karşı Türkiye'nin yanında yer alabileceğinin sinyallerini veriyor. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının önemine de vurgu yapıyorlar. Aşırı iyimserlik yanlış olsa da, iyi gelişmeleri de görmek ve önemsemek gerek.
Sakin olalım, zaman her şeyin ilacıdır. ABD ile de oturup konuşacağımız bir noktaya gelebileceğimizi düşünüyorum. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun gayretlerini izliyoruz. ABD içinde de aklıselimi öne çıkaran kuvvetli bir eğilimin olduğunu söyleyebiliriz.