Ankara saldırısında seçilen mekânın sembolik manası büyük. Bomba, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının bulunduğu bir semtte, yani askeri bürokrasinin merkezinde patlatıldı. Daha önceki Diyarbakır, Suruç, İstanbul ve Ankara saldırılarından farklı olarak bu kez hedef, siviller değil, doğrudan askerlerdi. Bomba, ordunun hassasiyetlerini kaşımaya ve onu harekete geçirmeye ayarlaydı.
Kimi yorumcular, meşum saldırının bilhassa Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na yakın bir yerde gerçekleştirilmesine dikkat çektiler ve bunu Rus uçağının düşürülmesine yönelik bir misilleme olarak okudular. Buna göre Türkiye’ye verilmek istenen mesaj “Uçağımızı düşürürseniz, sizi ana karargâhınızda vururuz” idi. Bazı yorumcular ise, saldırganın deklere edilen kimliğinden hareketle, Ankara’daki bombayı Türkiye’nin Suriye’de DYP’yi top ateşine tutmasına verilmiş bir cevap olarak değerlendirdiler.
Sağduyu körelmesi
Kanımca saldırının birbiriyle bağlantılı üç amacından söz edilebilir:
1- Suriye’deki savaşı Türkiye’ye taşımak.
2- Türkiye’yi Suriye savaşının içine çekmek. İnfial uyandıran ve toplumda büyük bir nefretle karşılanan eylemlerle Türkiye’nin sağduyusunu köreltmek ve onun tek yanlı bir müdahaleyle Suriye’ye girmesini sağlamak. Böylelikle Türkiye’yi doğrudan savaşın bir parçası haline getirmek.
3- Türkiye’yi terbiye etmek. Suriye’ye yeni bir nizam verilirken Türkiye’nin tesirini asgariye düşürmek, oynayabileceği rolü elden geldiğince küçültmek.