Tacizin belgesi kadınların yüzünde yazılıdır

Kabataş’ta Gezi eylemlerine katılan bir grup tarafından başı örtülü bir genç kadına yönelik taciz ve saldırının belgesini istiyor eski rejim, büyük bir koro halinde. MHP’li, CHP’li erkek vekillerden, laik kesimin kadın yazarlarına, solun örgütlerine, basınına uzanan bir skalada tacizi iki kat ağırlaştıracak bir linç girişimi bu. Biz kadınlar bu sesi ve tutumu çok iyi tanırız. Biz erkek-egemen sistemin kadına yönelik “tecavüzü ispatla” zulmünü de iyi biliriz, erkekler korosunun tacizi ve tecavüzü örtme çabalarını da. Bugün yaşanan işte bu toplumsal olgunun siyasi alanda en açık biçimde ortaya çıkışı, eril tepkinin sergilenmesidir. Tacizde “kadının beyanı esastır”ı kabul ettirmek için yıllardır dişiyle tırnağıyla mücadele eden feminist/kadın hareketinin kazanımlarının parti/siyaset/hegemonya savaşı uğruna feda edilmesidir.Gezi olayları sırasında sokakta, vapurda, trende, her yerde başı örtülü pek çok kadının tedirginliğine, “ne zaman saldıracaklar” endişesine, korkularına bizzat tanık oldum. Her başı örtülü kadının yüzünde bu hissi okumak mümkündü. Siz laikler bu ifadeleri görmezsiniz, görmemeyi tercih edersiniz. Zira onlar toplumun aşağı kesimi, ikinci, üçüncü sınıf vatandaşlarıdır, yüzüne nefretle bakılanlardır, “hep sizin tesettürünüz yüzünden bu hale geldik”ten başka bir muameleye layık görülmeyenlerdir. Otobüsten hakaretlerle, tekme tokat aşağıya indirilenlerdir, örtüsü, üstü başı çekilip tartaklananlardır, toplantı salonlarından zorla, hakaret ve protestolarla atılanlardır, “Türkiye’nin imajını bozanlar”dır, görülmemesi gerekenlerdir, “Ulu önderimizin hatırasına saygısızlık edenler”dir, “kara Fatma” böcekleri gibi ezilmesi gerekenlerdir.Tacizin belgesini mi görmek istiyorsunuz? Fazla aramanıza gerek yok. Kadınların yüzüne dikkatlice bakın. Tacizin belgesi orada. Kadınlara yönelik tacizin belgesi kadınların yüzünde yazılıdır.  Size bu toplu suçun “delil”ini bizler veremeyeceğiz. Görünmeyenleri görmekle işe başlamanız gerekir.Tacizi yaşayan kadınların çok sık maruz kaldığı “ispatla” engeli ve bu nedenle şikâyetinden vaz geçtiği vakaların sayısı sonsuza gider. Bunların arasında istatistiklere bile girmeyecek oranda bazı vakalarda “suç atma” teşebbüsleri de görülmüştür. Bu, kadına yönelik tacizin boyutlarını değiştirmez. Kabataş olayında ben kendimi tacize uğrayan genç kadının yanında hissediyorum. Ona yönelik devam saldırılarının derhal son bulmasını talep ediyorum. Bu linç acilen durdurulmalıdır.