Ana SayfaYazarlarTEOG sonrası adil bir sınav sistemi nasıl olmalı?

TEOG sonrası adil bir sınav sistemi nasıl olmalı?

 

TEOG’un yerine getirilecek sınav sistemiyle ilgili endişeli bekleyiş devam ediyor. Yapılan açıklamalardan yeni sistemin niteliğini anlamak da mümkün değil.

 

Önce usul açısından yapılagelen ciddi bir yanlışa işaret etmek gerek. Biz TEOG’un değişeceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından öğreniyoruz ve bunu bütün hazırlıkların mevcut TEOG sistemine göre yapıldığı bir yılın sonunda öğreniyoruz.

 

Öncelikle bu böyle mi olmalı? Biz sınav sisteminin değişeceğini cumhurbaşkanından mı öğrenmeliyiz? Öğrenciler mevcut sisteme göre çalışmış, sınava hazırlayan öğretmenler, sınav hazırlık kitaplarını yazanlar hazırlığını ona göre yapmış, sınavı beklerken nedir bu?

 

Bakanlığın bu gelişmeden haberi var mı yoksa Cumhurbaşkanının açıklamasını onlar da bizim gibi yeni bir haber olarak mı dinlediler? Haberleri varsa şimdiye kadar neden kamuyu bilgilendirmediler? Bakan “çalışıyoruz” diyor. İyi de ne çalışıyorsunuz ve niye şimdi çalışıyorsunuz diye soruyor insan.

 

Oyunun ortasında kural değiştirmek

Ben matah bir eğitim sistemi varmış da hükümet bozmuş gibi düşünenlerden değilim. Tersine, asıl baştan yanlış kurulmuş eğitim sistemini kökten değiştirmeyi başaramadıkları için eleştiriyi hak ettiklerini düşünüyorum onların.

 

Çünkü tam da Cumhuriyetin başında büyük ve verimsiz bir devlet işletmesi olarak kurgulanan, çocuğun ufkunu açmayı değil, kapatıp resmi ideolojiye uygun “makbul vatandaş” yapmayı amaçlayan Kemalist eğitim sisteminin doğal sonuçları bütün bu yaşadıklarımız. 

 

Ve temeli yanlış kurulmuş bir binayı da tadilatla düzeltmek hiçbir eğitim bakanı için mümkün değil. “Kanser gülsuyuyla temizlenmez” diyor Kant. Türkiye’de çocuğun zihnini kötürümleştirmek için kurulmuş eğitim sistemi de revizyonla kurtulmaz.

Bununla beraber, eğitim sistemi ile sınav sistemini birbirine karıştırmamak gerek.

Evet, ne yapsanız dikiş tutmaz ve kalıcı olarak iç huzuruyla sahipleneceğiniz bir sınav sistemi de olmaz bu düzende. Ama bu düzende bile yapmamanız gereken şeyler var. Bunların başında da oyunun kurallarını sıkça değiştirmemek geliyor. Özellikle de oyun başlamışken ve sonuna yaklaşmışken.

 

Bu bakımdan sınav sistemini sık ve ani değiştirmeye ilişkin eleştiri ve şikayetler haklı. Yenisini açıklamadan veya kararlaştırmadan “değiştiriyoruz” demenin ise hiç izahı yok.

“En kötü sistem belirsizlikten iyidir, şimdi o var” diyor genç bir öğretmen. Çok haklı.

 

“Devrim” değil “ıslahat”

Eğer mesele eğitim sistemiyse, ona cerrahi müdahale şart. Evet, “kanser gülsuyuyla yıkanmaz” ama eğitim sistemini temelden değiştirecek iradeniz veya niyetiniz yoksa, onu reforme etmelisiniz. Reformu da usulünce yapmalısınız.

 

TEOG’un hatasız olduğunu söyleyen yoktu. TEOG şimdiye kadarki en eşitlikçi sınav sistemiydi ama onun bu niteliğini zedeleyen açık noktaları da vardı ve yapılması gereken, eksikliklerini tespit edip düzeltmekti. Ve bu değişikliği, en az bir eğitim yılı öncesinden duyurup, öğrencileri ve öğretmenleri belirsizliğe mahkum etmeden yapmaktı.

 

İkincisi olmadı.  Ama birincisi için hala bir fırsat var.

Madem ki değişecek, o halde bu değişikliği daha adil bir sınav sistemi için fırsat olarak kullanmak hala mümkün.

Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yeni sınav sisteminin daha eşitlikçi biçimde oluşturulması. Önümüzdeki en hayati, en kritik mesele bu.

 

Peki bu çerçevede yeni sınav sisteminin muhtevası ve usulü ne olmalı?

 

Üç husus hayati önem taşıyor bu konuda:

  • Yeni sınav sistemi, kayırmacılığa, hormonlu notlara ve okulların -özellikle de özel okulların- kendi öğrencilerini avantajlı kılmak için kullanacakları tüm sübjektif değerlendirmelere kapalı, ülke çapında düzenlenen genel bir sınav olmalı.
  • Eğer okullara zerre kadar takdir marjı verilecek olursa, mesela sınavın bir kısmını da onlar yapsın denirse, bu marjın her zaman en alttakilerin çocuklarının aleyhine işleyeceği bilinmeli. Bütün öğrencilere eşit şans verilmeli.
  • Okulların öğrenciye “destek” için verdiği puanlarla manipüle edilmiş not değil, adı ne olursa olsun, sadece genel sınav veya sınavlarla aldığı not belirleyici olmalı.

Ve bundan sonra bir değişiklik yapılacaksa, sınav kapıya gelince değil, makul bir süre önce duyurulmalı.

Yarın bir eğitim emektarının yeni sisteminde neden okulların verdiği başarı puanının hesaba katılmaması gerektiğine ilişkin fikirlerine ve onun önerisine yer vereceğim.

 

 

 

 

- Advertisment -