“Zayıf davranıyorsunuz!” “Olaylarda baskın taraf siz olmalısınız, olmuyorsanız vaktinizi boşa harcıyorsunuz demektir.” “Bunlar bir hareket, şimdi olanları durdurmazsanız daha da kötü yerlere gider.” “İnsanları tutuklamalısınız, hareketlerini takip etmelisiniz, 10 yıl hapse atmalısınız.
Böyle yaparsanız, bu tarz bir durumu bir daha yaşamazsınız.” “Eğer bunu yapmazsanız, sizi çiğnerler, bir grup ahmak görüntüsü verirsiniz” Koronavirüs salgınıyla baş etmekte sorunlar yaşayan ABD’nin başkanı Donald Trump, gazetecilerle olan kavgalarıyla öne çıkıyordu. Polisin bir siyahi vatandaşı boğarak öldürmesi, bu kez Trump’ı eyalet valileriyle karşı karşıya getirdi.
“Göstericilerin hakkından gelin, yoksa ahmak görünürsünüz” yaklaşımı, Başkan Trump’a ait. Eyalet valileriyle bir telekonferans görüşmesinde, “Göstericileri 10 yıl hapse atın” diyen de Trump. Savcı da kendisi, hakim de kendisi… Otoriter liderlerin, otoriter iktidarların tipik yaklaşımı budur zaten. “Üç beş tanesini asacaksın?” deyişi çok evrensel olduğu kadar yerli ve milli bir deyiştir.
Her dediğini yaptırabilir mi?
Trump, hot-zotçuluğuyla öne çıkan bir lider. Ancak gösterileri şiddet yoluyla bastırma siyasetini ülkeye hakim kılabilmiş değil. ABD’deki Başkanlık Sistemi, Trump’ın her istediğini yapmasına izin vermiyor. Valiler, federal bir sistemin uzantıları. Seçimle geliyorlar.
ABD başkanına karşı değil seçildikleri eyaletin seçmenlerine karşı sorumlular. Savcılar da seçimle göreve geliyor, halk tarafından seçiliyor. Bu nedenle de “Atın bunları 10 yıl içeri” diyen Trump’a değil, yasalara kulak vermek durumundalar. ABD içindeki açmazlara, tartışmalara uzaktan bakınca, Başkanlık Sistemi’ndeki “denge ve denetim” imkanlarının belli sigortaları harekete geçirebildiğini görebiliyoruz.
ABD, kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiş ve bu açıdan başkanlık sistemini uygulamayı başarabilen devlet olarak değerlendiriliyor. Trump’ın gücünü sınırlayan çok ciddi fren mekanizmaları var. Farklı kurumların tavırlarını, itirazlarını, önerilerini dikkate almak zorunda. Bu nedenle valilere “ahmak” demekle, onları suçlamakla bir yere varması mümkün değil.