Devlet Bahçeli, yerel seçimlerde AK Parti’yle ittifak yapacaklarını açıklamıştı. Bu ittifakın “Türkiye’nin bekası”yla ilgili olduğunu vurgulamayı da ihmal etmedi. Ardından, ülkemizin bekası için İstanbul’dan büyükşehir belediye başkanı adayı göstermeyip AK Parti adayını destekleyeceklerini belirtti.
MHP lideri, İstanbul’u AK Parti’ye veririz derken, Adana ve Mersin’i de AK Parti’den istemişti. Bu çağrısı AK Parti’den karşılık görmedi. İktidar partisinin sözcüleri, “Biz işimize bakarız” şeklinde açıklamalar yaptılar. Seçimlere ayrı girilmesi yönünde çalışmalar başlatıldı. “Beka” meselesi de unutuldu.
AK Parti kurmayları tabloya bakınca, MHP’ye ihtiyaç duyduklarını gördüler. Yeniden “beka” ortamına girildi. İki parti seçimlerde ittifak konusunda anlaştılar.
Bütün bunlar, siyasetin doğasında olan şeyler. En karşıt olduğunuz partiyle koşullar değişir müttefik haline gelebilirsiniz, en sert kavga ettiğiniz partiyle koalisyon kurabilirsiniz.
Burada bence gereksiz olan siyaseti “beka” meselesine indirgemek. “Varlık-yokluk” algısı yaratarak seçmen üzerinde baskı kurmak.
Gelişmiş demokrasilerde seçim
Demokrasisi gelişmiş bir ülkede, seçim sonuçlarını, ya da iktidar değişimini “beka” meselesine bağlasanız, kimse sizi ciddiye almaz. Çünkü kurumları oturmuştur. Siyasetçinin harekat alanı belirlidir, kanunlarla sınırlanmıştır. Bir ülkenin kaderi şu veya bu partinin iktidarda bulunması ile tehlikeye düşmez.
“Beka” meselesi, tartışmalı bir konudur. Bahçeli’ye göre; belediye seçimlerini çoğunlukla muhalefet adayları kazanırsa ülkenin geleceği tehlikeye girecek.
200 yıllık bir demokratikleşme tercrübesine, darbe girişimlerini alt edebilen bir birikime sahibiz. Ana muhalefet partisi CHP, bu sürecin etkili aktörlerinden birisi. Geçmişini çeşitli nedenlerle eleştirsek de, uzak geçmişte de, yakın geçmişte de CHP, İstanbul dahil pek çok belediyeyi kazanmış ve yönetmiştir. Türkiye uçuruma falan da sürüklenmemiştir. Nasıl AK Parti ve MHP’nin adayları meşru ise, seçimlere katılma hakkını elde etmiş muhalefet adayları da meşrudur. Meşruiyeti siyasi iktidarlar değil, hukuk belirler.
Siyasetin “beka”ya bağlanması; sisteminin kırılgan, müdahaleye açık bir yapıda olduğu tezini güçlendirir. Kötümser senaryolara kapı açar. Yurttaşın sisteme güvenini sarsar..
Dramatik senaryoları bırakmalı, hizmet yarışı öne çıkmalı…
Bir oyun: İst. Devlet Tiyatrosu Cevahir AVM Sahnesinde, Todd Müller ve Hank Boland’ın yazdığı, Taner Tunçay’ın, İngilizceden çevirip yönettiği “Günün Çorbası” oyunu, İkinci Dünya Savaşının ilk günlerindeki Amerikan gazeteciliğini konu ediniyor.