Kürt sorununu (bir şeyin üzerindeki esrar perdesini aralamak anlamında) demistifikasyona, gizemsizleştirmeye tabi tuttuğumuzda, bazen ilginç sonuçlarla karşılaşıyoruz.
Beni en çok şaşırtan, Kürt sorununun kendisini hep tekrarlayan örüntüler içermesi oldu.
Yani fraktal bir örüntü oluşturması…
* * *
Fraktal, matematikte sıklıkla kullanılan bir terimdir. Eski 5+3 ilk-orta sisteminde Orta III’te, yeni 4+4+4 yapılanmasında keza 8. sınıflarda öğretilen konular arasındadır. “Tekrar eden belli örüntüler” demektir. Ama bu örüntüler karmaşıklık içinde meydana geldiği için, bize yansıyan hali kaos olmaktadır. Oysa karmaşıklık olarak dışa yansıyan görüntüdeki her bir parça büyütüldüğünde, gene cismin, görüntünün kendisine ulaşılır.
Kürt sorununun çatışma-eylemsizlik diyalektiğine baktığımızda, karşımıza işte bu fraktal örüntü çıkmaktadır: bir tür, belli periyodlarla kendisini (sıklıkla) tekrar etme hali…
* * *
Kürt sorununda bugüne kadar toplam sekiz ateşkes kararı alındı. İlk ateşkes 1993’te, ikinci ateşkes 1995 yılı sonunda, üçüncü ateşkes 1998’de, dördüncü ateşkes 1999’da, beşinci ateşkes 2006’da, altıncı ateşkes 2009’da, yedinci ateşkes 2010’da, sekizinci ateşkes 2013’te ilan edildi.
İlk çatışmalı ortamın başlama tarihini 1984 olarak alırsak aradan geçen 32 yıl boyunca, ortalama dört yılda bir ateşkes ilan edilmiş.
Ateşkesin frekans moduna (hangi aralığın en sık tekrarlandığına) bakmak için ateşkes aralıklarını aylara böldüğümüzde, bir kez dört yıl arayla, iki kez üç yıl arayla, dört kez iki yıl arayla, bir kez bir yıl arayla çatışmasızlık sağlanmış.
1993 tarihinden itibaren, yani ilk ateşkesin sağlandığı tarihten itibaren geçen 23 yılda, (aritmetik ortalama aldığımızda) her 2.8 yıla bir ateşkes düşmüş.
* * *
Ateşkes talep ve/ya önerilerinin kimlerden geldiğine baktığımızda, dört kez örgütten (1995, 1999, 2010, 2013), iki kez devletten (1993, 1998), iki kez de (2006, 2009) karşılıklı olarak hem örgütten hem devletten geldiğini görüyoruz.
Bu rakamlara baktığımızda, ateşkes konusunda örgüt kadar devletin de istekli olduğu anlaşılıyor.
Sekiz ateşkesin yedisinde ateşkesin bozulma gerekçesi askeri operasyonlar olmuş. Sadece 2013 ateşkesi, verilen sözlerin tutulmamasına bağlanarak bozulmuş.
* * *
Ateşkeslerde 2.8 yılda bir kendisini tekrar eden bu fraktal örüntü bize şunu söylüyor:
(1) Taraflar ateşkes kararlarını enerji toplamak, kendilerini reorganize etmek için kullandılar. 1993 ateşkesinde devlet; 1995, 1999, 2006, 2009 ve 2010 ateşkeslerinde ise PKK bu amaçla hareket etti.
(2) Taraflar 2013 ateşkesi hariç kesin bir barış iradesiyle ateşkes kararı almadı. Tarafların aldığı karara riayet edip etmediklerini kontrol edecek bağımsız bir mekanizmanın oluşturulmaması bunun en açık kanıtıydı.
(3) Savaşın bu kadar uzamasının bir nedeni de ateşkesler oldu. Zira ateşkesler ile sağlanan çatışmasızlık ortamını taraflar eğitim, toparlanma, lojistik ve kadro temini, mevzilenme gibi araçlar için kullandı.
* * *
Kürt sorununun ateşkes demistifikasyonu üzerinden bugüne baktığımızda, son günlerde özellikle devlet ve iktidar kanadının “ateşkes olsun mu olmasın mı” tartışmasına neden “nelerin hiç düşünülmeyeceği” hassasiyeti ile baktığını, sanırım daha iyi anlamış oluyoruz.
Son 32 yıllık dönem bize, yeniden bir ateşkes iradesiyle çatışmasızlık ortamına girmemizi değil, kesin bir çatışmasızlık iradesiyle ateşkes ortamına girmek gerektiğini gösteriyor. İlki tarafların pozisyonlarında değişiklik yapmamasını, ikincisi ise tarafların pozisyonlarında değişiklik yapmasını gerektirir.
Dolayısıyla savaş için soluk kazandıracak bir yeni ateşkese değil, silahlı dönemi sona erdirecek kesin çözüm iradesine ihtiyaç var.
Biri dışarıdan gelse ve durmadan tekrar eden şu fraktal örüntülere baksa, “sizde kişiyi tekrarlayan bir düşünce ve davranış döngüsüne mahkum eden obsesif-kompülsif bozukluk hastalığı var” teşhisini koyardı.
Koyardı, çünkü farkında mısınız bilmiyorum ama, son ateşkesin üzerinden yine bir 2.8 yıl geçmiş bulunuyor.