Türk basını her zaman sınırlarını bilmiştir. Her gelen iktidar basının kendisini desteklemesini istemiş, zaman zaman küçük eleştiriler bile gazetecilerin başına büyük belalar açmıştır. Yazılı basının, TV yayınlarının kontrolü de devlet açısından pek zor olmamıştır.
Türkiye’de çok partili düzene geçtikten sonra, inişli çıkışlı da olsa basın bir ölçüde bağımsızlığını koruyabildi. Çünkü değişik kuvvet merkezleri arasındaki rekabet, iktidarın parçalanmasına yol açıyordu. Bu parçalı iktidar, muhalif güçlere, özellikle de basına ve örgütlenme özgürlüğü ihtiyacı olan toplum kesimlerine imkanlar yaratabiliyordu.
Yazılı ve görsel medyanın sıkıntılar yaşadığı, yeni arayışların arttığı bir dönemde sosyal medyanın hayatımıza dahil olması büyük bir zenginlikti. Bir başka açıdan ise ortalığı karıştırdı. Canı sıkılanın, öfkelenenin, yüreği yaralı olanın, özgürlük isteyenin rahatça kullanabileceği bir mecra çıktı. Eline cep telefonunu, tabletini, bilgisayarını alan verip veriştirmeye başladı. Haklı eleştiriler etkisini yitirdi kabalık, saldırganlık bu alanda etkin olmaya başladı. Bu alan istismara açıktı. Uğranılan hakaretleri önlemenin yolu yöntemi bir süre bulunamadı.
Beklenen oldu, müdahale eğilimindeki devlet güçleri harekete geçti. En uç örneklerden yola çıkılarak habercilik alanı daraltıldı. Sosyal medya arzu edilen özgürlük alanını yaratamadı.
Basın özgürlüğü serbest bir şekilde haber yapabilme ve eleştirebilme özgürlüğüdür. Sosyal medya bu açıdan çok değerli bir imkandır. İnsanlığın zekasının ve birikiminin en etkili ürünlerinden birisidir.
Sosyal medya çok geniş kesimlerin haberleşme ve fikir alışverişinde bulunma ihtiyacını karşılıyor. İstanbul’dan aynı anda ve görüntülü olarak New York’tan Melbourne’e arkadaşlarımızla haberleşebiliyoruz. Bu haberleşmeyi engelsiz gerçekleştirebiliyoruz.
Ortaçağ’dan günümüze geçiş
Yıllar önceydi. Tarsus’taki bağımızdan üzümleri kamyonlara yükleyip İstanbul’a gönderirdik. Üzümün kilosu kaç liradan gitti, bize ne kaldı ancak bir ay sonra öğrenebilirdik. Son yıllarda bizim köylüler her türlü takibi sosyal medya üzerinden yapıyorlar. Üzüm fiyatını görüntülü bir şekilde İstanbul halinden izleyebiliyorlar. Sosyal medyanın sağladığı büyük imkanları kim reddedebilir ki? Bizim kuşak haberleşmede Ortaçağ’dan yeni dünyaya geçiş yaşadı.
Bu kadar yaygın kullanılan bir mecra saldırgan yazışmalara da sahne oluyor. Bu dili susturmaya kalkarken, toplumun haberleşme damarlarına ilişmemeye özen gösterilmeli. Bu özgürlüğü özenle korumalıyız.
Bu alan her türlü gelişmeye açık ve yeni yaratıların yapılmasına imkan veren büyük bir zenginliğimizdir. Koruyalım.