Ana SayfaRÖPORTAJ"İstanbulluların sahilde yürümesini engelleyen bu otele izin vermek ahlaksızlıktır. O otele utançtan...

“İstanbulluların sahilde yürümesini engelleyen bu otele izin vermek ahlaksızlıktır. O otele utançtan girilemiyor olması lazım”

Galataport projesi “İstanbul’un sahilini halka açıyoruz” ve “Deniz Senin, Şehir Senin” sloganlarıyla tanıtılmıştı. Ama proje bitti ve artık Karaköy sahilde kıyı şeridinde insanların yürüme yolunu kesen lüks bir otel var. Kıyı Kanunu’na göre bir otelin bu şekilde kıyıyı kapatması anayasaya aykırı. Mimar Ömer Yılmaz: "İstanbulluların sahilde yürümesini engelleyen, geceliği 30 bin TL olan bir lüks otele izin vermek neresinden bakılırsa bakılsın ahlaksızlıktır. İstanbulluların o otele utançtan giremiyor olması lazım."

Geçen hafta bir tur şirketinin Karaköy iskelesinin yanındaki alanı özel rıhtım olarak kullanmasına gelen tepkiler üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi, özel rıhtımı kaldırdı.

https://x.com/akgungurkan/status/1780241952908234922

Fakat sahilde insanların yürümesine engel olan bir yer daha var; Galataport’un yanında yapılan lüks otelin havuzu.

Tartışmalara yol açan otel The Peninsula İstanbul. Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ Genel Müdürlük binası olarak kullanılan Karaköy Merkez Han’ın, PTT tarafından uzun yıllar Posta Merkezi olarak kullanılan Çinili Han’ın ve Karaköy Yolcu Salonu’nun büyük ölçüde yıkılıp yeniden yapılması sonucu ortaya çıkmıştı.

Yapılışı esnasında bu eserlerin korunmaması sebebiyle de tepki almıştı.

Karaköy Yolcu Salonu – Semt Semt İstanbul Fotoğrafları

Tartışmaları mimar Ömer Yılmaz ile konuştuk.

Karaköy sahilinin bir kısmının halka kapalı olması bugünlerde çok tartışılıyor. Özellikle sahildeki otelin havuzunun yürüyüş yolunu kesmesi İstanbulluları rahatsız ediyor. Bu durumun anayasaya aykırı olduğu da söyleniyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Galataport üzerinden konuşmamız gerekirse kruvaziyer gemileri genelde Roma’dan, İspanya’dan kalkar, Akdeniz’i geçer ve iki ana limana ulaşır. Bu limanlardan biri Atina’da diğeri ise İstanbul’dadır. Galataport’un olduğu bölge tarih boyunca ve de hafızamızda Karaköy’den Mimar Sinan Üniversitesi’ne kadar hep liman olarak kullanıldı. Aynı hafızanın olduğu yerde liman olarak devam edilmesi yanlış değil. Bazı İstanbullular gemileri silüeti kapatıyorlar diye büyük buluyor ama bence zenginlik katıyor.

Dünyanın her yerinde liman olan yerlerin içinde bir takım ticari unsurlar, oteller de olur. Bu bölgeye alışveriş merkezi yapılmasının bence hiç sakıncası yok, ama tutup da Karaköy’den Galataport’a yürümeyi engelleyecek şekilde, bir de iskelenin dibine yüzme havuzlu lüks otel koymak, neresinden bakılırsa bakılsın ahlaksızlık. Fakat bu duruma Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu ortamda “anayasaya aykırı” şeklinde karşı çıkılamaz. Buna karşılık olarak “burası bir liman, limanlarda böyle tesisler olabilir” derler.

The Peninsula İstanbul’un havuzunun içeriden görüntüsü

Kıyı Kanunu ne sağlıyor peki bize?

Anayasadaki Kıyı Kanunu maddesi Türk vatandaşlarının kıyılardan yararlanmasının garanti altına alınmasını ister. Yasaya göre kıyılar hepimize aittir, otellerin malı değildir, Türk vatandaşlarının kullanımına açık olmalıdır. Fakat Akdeniz’de Belek gibi tatil yerlerinde de uygulanmaz bu yasa. Bazı istisnai ibareler vardır yasada. Mesela kıyılarda balıkçı barınakları, liman tesisleri, sahil güvenlik için karakollar yapılabilir denir. Kruvaziyer limanına da referans verilir. Galataport’ta da böyle bir durum var. Yani üçkağıt yok. Fakat hukuki sorun olmaması ahlaki bir sorun da olmadığı anlamına gelmiyor. Bağımsız hukukun olduğu bir ortamda olsak belki İstanbullu’nun hakkını daha ön plana alınıp otel engellenebilirdi fakat zaten bugün hiç bir konuda bu yapılamıyor. Bana göre yine de konuya hukuki olarak değil ahlaki açıdan yaklaşmak lazım. İnsanların balık tuttuğu, yürüyüş yaptığı, Karaköy iskelesinin hemen yanında bir yerde, geceliği 30 bin TL olan bir otelin yüzme havuzunun ne işi olabilir?

https://x.com/oyilmaz/status/1709184941852934291

Sosyal medyada insanlar bu durumu İBB’ye şikayet ediyorlar. İBB’nin konuyla ilgili yaptırımı olabilir mi şu anda?

İzni veren, bölgeyi özelleştiren, yetki veren İBB değil. Bu tip yerlerde plan merkezi hükümetten yapılır, belediyelere bırakılmaz ki bu zaten en büyük sorunlardan biridir. Yerel unsurlardan bağımsız olmamalı kararlar. Burada Karaköy’deki katlı otoparkın yıkılıp yerine zeminde bir otopark yapılması kararı Topbaş döneminde Belediye Meclisinde verildi. Talep de büyük olasılıkla otelden gelmişti. Tabi otelin amacı da İstanbul’a iyilik etmek değildi. Amaçları arkaya bakan odaları daha değerli kılmaktı. Belediye’nin Galataport’la başka birçok protokolü de var. Masaya oturup konuşabilirler ama ne değişir bilemiyorum. Burada Belediye’den ziyade İstanbulluların toplumsal baskı yapması gerekiyor. İnsanların o otele utançtan giremiyor olması lazım.

- Advertisment -