Rakka, Suriye devrimi olarak adlandırılan ve önce barışçı gösteriler ile başlayıp daha sonrasında tam teşekküllü bir iç savaşa dönüşen sürecin en kritik şehirlerinden biri oldu.
Halep'in 160 kilometre doğusundaki bu şehir, savaştan önce Suriye'nin uluslararası alanda bilinen yerlerinden biri değildi.
2014 yılında şehir, Özgür Suriye Ordusu tarafından rejimden ele geçirildi. Hafız Esad'ın şehrin meydanında yıkılan heykeli, Suriye'deki muhaliflerin belki de en önemli askerî başarısı olacaktı. Ancak bu durum uzun sürmedi. Şehir birkaç ay içinde muhaliflerden çok daha organize ve güçlü olan DEAŞ'ın eline geçti. Bu Suriye iç savaşında bir dönüm noktası olacaktı.
DEAŞ'ın Rakka'yı gözüne kestirme sebeplerinden biri şehrin yakınlarındaki doğalgaz ve petrol kaynaklarıydı. Rakka, Musul ile birlikte DEAŞ'ın başkentlerinden biri oldu. Kendini "Halifelik" olarak adlandıran bu kanlı örgüt, şehirde kendi yönetim sistemini kurdu. Sigara içmek yasaklandı, şehrin meydanında her gece DEAŞ'ın propagandasını yapan gösterimler düzenlendi.
Suriye'de muhalifleri Esad'a karşı ilk başta destekleyen ve cesaretlendiren Obama yönetiminin, Suriye'de asıl hedef olarak Esad'dan ziyade DEAŞ'ı görmesi sonucu gelen politika değişikliği ile Rakka yine Suriye'ye dair tartışmaların ana eksenine oturdu.
Bu sefer DEAŞ'a karşı savaş ile Rakka'nın kim tarafından kurtarılacağı meselesi küresel ve bölgesel aktörlerin gündemine oturdu.
Trump yönetimi Obama politikasını devam ettirmeye karar vererek, Rakka'ya ağırlığı PYD'den oluşan bir savaşçı grubu ile operasyon yapacağını açıkladı.
Peki Rakka, DEAŞ'tan kurtarıldıktan sonra kim tarafından yönetilecek?
Suriye rejimine yakın bir yerel konsey tarafından…
Suriye iç savaşının hazin öyküsünün trajik bir dönüm noktası yine Rakka'da gerçekleşecek.
500,000 ölüden, 6 milyon mülteciden sonra, Esad rejiminin kazanmasıyla devam eden bu trajedi elbette burada bitmeyecek…