Ailesiyle birlikte yaşadığı Diyarbakır Bağlar’a bağlı Tavşantepe köyünde ortadan kaybolmasından 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, Narin’in ailesinden isimlerin soruşturmaya şüpheli olarak eklenmesi sonrası aile üyelerinin HÜDA PAR’lı oldukları iddiaları ortaya atıldı.
HÜDA PAR milletvekili ve partinin eski Diyarbakır il başkanı Faruk Dinç’le iddialar hakkında konuştuk.
“Güran ailesinin hiçbir ferdinin partimizle ilgisi bulunmamaktadır”
8 yaşındaki Narin Güran’ı arama çalışmalarının henüz devam ettiği, önce bir ağabeyinin gözaltına alındığı ve daha sonra köyün muhtarı da olan amcası Salim Güran’ın tutuklandığı, kamuoyunun dikkatinin ailenin üzerine döndüğü günlerde, ailenin HÜDA PAR’lı olduğuyla ilgili iddialar ortaya atıldı. Ailenin HÜDA PAR’la bir bağlantısı var mı?
Narin’in ailesinin HÜDA PAR ile hiçbir bağı bulunmamaktadır. Aile içerisinde farklı siyasi görüşlerde olan, farklı siyasi partilere yakın duran kişiler olabilir. Bu da tabiidir. Kalabalık bir ailenin bütün fertlerinin aynı partiyi desteklemeleri veya aynı siyasi görüşte olmaları zordur.
Ailenin büyüklerinden birinin daha önce ilçe belediye başkanlığı yaptığı bilgisini bu olaydan sonra öğrendik. Aile içinden birinin bir suç işlemesi bütün aileyi veya yakın olduğu partiyi suçlu konumuna getirmez elbette.
Fakat tekrar söylüyorum, Güran ailesinin hiçbir ferdinin partimizle bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu konuda ortaya atılan iddialar kasıtlıdır. Bu iftiralar da PKK, DEM Parti ve uzantıları tarafından bilinçli ve planlı bir şekilde atılmaktadır.
Narin kızımız kaybolduğu ilk günden itibaren sürekli yetkililer ile iletişim halindeydik. Sayın Valimizi, İl AFAD Müdürümüzü ve il başkanımızı aradım ve Narin kızımızın durumunu anbean takip etmeye çalıştık. 18 gün büyük bir umutla Narin kızımıza kavuşmayı bekledik. Ancak vahşi bir şekilde katledilmiş olması vicdan sahibi olan her insanımızın yüreğini parçaladı. Bu vesileyle Narin kızımıza tekrardan rahmet diliyorum. Acısını yüreğinde hissedenlere de sabırlar diliyorum.
“Tavşantepe’de bir üyemiz bile yok”
Narin’in ailesiyle birlikte yaşadığı Tavşantepe köyü, HÜDA PAR’ın etkili olduğu bir köy mü?
2023 seçimlerine kadar HÜDA PAR’ın Diyarbakır il başkanlığını yaptım. Diyarbakır’ın birçok köyünü ziyaret ettim ve bu köylerin çoğunda temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Ancak, Tavşantepe’de bir temsilcimiz olmadığı gibi bir üyemiz de yoktur. Seçim çalışmaları kapsamında bile bu köye gittiğimi hatırlamıyorum.
HÜDA PAR, 2012 yılında kurulmuş bir siyasi harekettir. Partimizin kuruluşundan 15 ay kadar sonra 2014 yerel seçimleri yapıldı. O seçime sınırlı sayıda yerde katıldık. Katıldığımız yerlerden biri de Diyarbakır idi. Daha sonra 2015, 2018 ve 2024 seçimlerine de katıldık. Seçim sonuçlarına isteyen herkes YSK’nın sitesinden ulaşabilir.
Katıldığımız hemen her seçimde Tavşantepe kırsal mahallesinde üçüncü parti olmuşuz. Mesela 2014 yerel seçimlerinde BDP %54.27, AK Parti %25.63, biz ise %19.1 oy almışız. 2018 Haziran seçimlerinde AK Parti %42.88, HDP %35.45, Desteklediğimiz bağımsız adayımız ise %13.23 oy almıştır.
2023 genel seçimlerinde bu kez İYİ Parti %46.7 ile birinci parti olmuştur. Tavşantepe’de hiçbir seçimde HÜDA PAR birinci parti olmamıştır.
En son yapılan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayıydım. Seçim sonuçlarına göre Tavşantepe’de birinci parti 100 oyla AK Parti, ikinci parti 32 oyla DEM Parti ve üçüncü parti 16 oyla HÜDA PAR olmuştur.
“HÜDA PAR’ın oyunu arttırması DEM ve CHP’yi rahatsız etti”
Ailenin HÜDA PAR’lı olduğu iddialarının ortaya atılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yerel seçimlerde Türkiye genelinde 35 parti seçime girdi. Bu partilerin çoğunun oyları düşerken, üç parti oylarını artırdı. Bu partilerden biri de HÜDA PAR. HÜDA PAR’ın oylarının artması ve Meclis’te temsil edilmesi, özellikle DEM ve CHP’yi ciddi şekilde rahatsız etti.
Bu nedenle sürekli HÜDA PAR’a yönelik sataşmalar ve saldırılar gerçekleştiriliyor. Meclis’e gittiğimizde bazıları çıkıp, ‘HÜDA PAR’ın Meclis’te olmasından rahatsızız’ diyor. Gaziantep’te teşkilatımızın olmasının ve oradan vekil çıkarmış olmamızın ayıp olarak kendilerine yettiğini söyleyecek kadar zıvanadan çıktı CHP’nin genel başkanı.
Öte taraftan yalanı ve iftirayı ilke edinmiş bir başka kesim, masum Narin kızımızın acısını siyasi rant için kullanma peşindedir. Burada kıyameti koparanların derdi katledilen Narin değildir. Eğer gerçekten Narin’in acısını taşısalardı, binlerce gencimizi dağa çıkaran, yüzlerce çocuğu katleden PKK’ye tepki gösterirlerdi. Yıllardır evlatları için nöbet tutan annelere de kulak verirlerdi. Ancak bunların derdi çocuklarımız değil, toplumsal duyguları istismar ederek siyasi çıkar elde etmektir. Narin’in acısı yüreğimizi dağlarken, bu acı üzerinden siyasi fırsat arayanlara ve halkın duygularını istismar ederek siyasetini inşa edenlere yazıklar olsun.
Hatırlarsanız Genel Başkanımız sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Malazgirt Zaferi programına katılımını bile büyük bir mesele haline getirip günlerce tartıştılar. Oysa genel başkanımız, bir önceki yıl da aynı programa katılmıştı. O zaman neden aynı yaygarayı koparmadılar. Aradaki fark soykırım suçuna katılmış olan çifte vatandaşlarla ilgili Meclis’e sunmuş olduğumuz kanun teklifi. Bu kanun teklifi Siyonistleri kızdırdı. Bu nedenle partimiz Siyonistlerin hedefi haline geldi.
“Haber İsrail” isimli bir X hesabı deli saçması bir iddia ortaya attı. İddia, aynen şu şekilde: “Kızın amcası hem muhtar hem Kur’an kursu hocası hem de HÜDA PAR üyesi yayın yasağı bu yüzden…”
İftira atarak işaret fişeğini attılar. Arkasından oluşturdukları koro aynı şekilde bağırmaya başladı. Ancak bu iddianın önü arkası hesaplanmamıştı. Çünkü bir kişi aynı anda hem muhtar hem de Kur’an Kursu hocası olamaz. Aynı şekilde, bu kişi hem Kur’an kursu hocası hem de muhtar ise parti üyesi de olamaz.
Fakat bazı gazeteciler, yazarlar ve siyasiler bu asılsız ve ahlaksız manipülatif iftiraya balıklama atladılar. “Haber İsrail” hesabını kendilerine kılavuz ettiler. Bu nedenle saldırıların muhtemel nedenlerinden birinin de soykırımcı çifte vatandaşlarla ilgili verdiğimiz kanun teklifi olduğunu değerlendiriyoruz. Bu teklif, öyle bir rahatsızlık verdi ki bütün kuyruklar harekete geçmeye başladı.
CHP, DEM, çocuk katili PKK ve FETÖ hep birlikte HÜDA PAR’a iftira atarak karalamada bulundular. Hatta Kandil’deki baronlar iftiraları yetersiz bulmuş olmalılar ki, dağdan sözde özgür basın mensuplarına çağrı yaparak talimat vermeye kalkıştılar. “Duran”larıyla, “kalkan”larıyla seferber olan PKK ve uzantılarının kirli oyunlarına karşı yetkililer gerekli tedbirleri almazlarsa, 6-8 Ekim gibi bölgemizi cehenneme çevirebilirler.