TBMM’de çocukların şiddet, ihmal ve istismardan korunması amacıyla kurulan araştırma komisyonunun önceki günkü (12 Mart) oturumuna, 21 Ağustos’ta 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmadaki ihmal şüpheleri damga vurdu.
Komisyon üyesi milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet, Jandarma ve AFAD yöneticilerinin sunum yaptığı oturuma katılan Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Org. Hüseyin Kurtoğlu’na, Narin’in öldürüldüğünün tespit edilemediği ve jandarma koordinesinde arama çalışmalarının yapıldığı ilk günlerdeki süreç ve yine jandarma tarafından yürütülen cinayet tahkikatındaki ihmal şüpheleriyle ilgili sorular sordu.
Milletvekilleri, arama çalışmalarının 7’inci günü olan 28 Ağustos günü Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım’ın yaptığı “Çember çok daraldı. Elimizde deliller, ifadeler var. Sonuca çok yaklaştık. Narin’imizi en kısa zamanda sağ salim bulma niyetindeyiz” açıklamasını da hatırlattı.
Sorulan sorular arasında; daha önce kamuoyuna yansıyan, arama çalışmalarının devam ettiği günlerde jandarma personelinin, daha sonra tutuklanan ve Narin cinayetinin müşterek faillerinden oldukları gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları alan anne Yüksel Güran ve amca Salim Güran’la birlikte üfürükçüye giderek Narin’in yerini sordukları iddiası da yer aldı.
Narin’in cenazesi hangi araçta taşındı?
Kurtoğlu, Narin soruşturmasında jandarmanın “profesyonel” çalışmasından bahsederken örnek olarak, Narin cinayetinden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Salim Güran’ın aracının Van Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na gönderiliş sürecini anlattı.
Salim Güran’ın aracı için, “Narin’in cenazesinin nakledildiği araç” diyen Hüseyin Kurtoğlu, bu aracın jandarma tarafından “Sekizinci veya dokuzuncu günde” tespit edildiğini hatırlattı.
29 Ağustos’ta Salim Güran’ın aracı incelemeye alınmış ve araçta Narin’a ait DNA profilinin tespit edilmesi üzerine 31 Ağustos günü Salim Güran gözaltına alınmış, devamında tutuklanmıştı.
Ancak 8 Eylül’de Narin’in cansız bedeninin bulunmasından sonra, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu Eğertutmaz Deresi’ne, Narin’in ailesinin komşusu olan Nevzat Bahtiyar tarafından kendi aracıyla götürüldüğü kamera görüntüleriyle tespit edilmişti.
Narin Davası’yla ilgili adli süreçte, henüz Narin’in cansız bedeninin Salim Güran’ın aracında taşındığına dair bir tespite ulaşılamadı.
“İl Jandarma Komutanı aileyi kendilerine inandığımıza ikna etmek için o açıklamayı yaptı”
Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Org. Hüseyin Kurtoğlu, Narin soruşturmasıyla ilgili gelen soruların ardından söz hakkı kendisine verildiğinde şunları söyledi:
“Narin cinayeti, bir kere dört dörtlük teknik, kriminal incelemeleri yapılmış ve yargıya teslim edilmiştir. Başlangıçtan itibaren kayıp ihbarının verildiği ilk üç gün ailenin ve köydekilerin kolluğu, jandarmayı farklı yerlere yönlendirmeye başladığı anlaşıldığı andan itibaren -ki bu üçüncü gündür- adli makamlar devreye sokulmuş, hemen soruşturma açtırılmış ve o andan itibaren bu iş adli olarak yürütülmüştür.
“Herkesin sorusuna muhatap olan bir konu var, il jandarma komutanı -sekiz ya da dokuzuncu günüydü- neden böyle bir açıklama yaptı? Bu soruşturmanın selameti açısından aileyi kendilerine inandığımızı ikna etmemiz gerekiyordu, çünkü önümüzde çok engeller çıkarıldı, böyle çok yanlış istikametlere gönderilecek ihbarlarda bulunuldu.”
“Jandarma personeli falcı ziyaretine tutanağa bağlamak için gitti”
“Mesela, bu falcı meselesi gibi konular var, onlara kolluk olarak biz iştirak etmedik; sadece bir yere gidecekler, bir şeyler uyduruyorlar, bir refakatçi personel bulundu, o refakatteki personel de orada ne görüşüldü ne konuşulduysa onu tutanağa bağlayıp komutanlığına bildirdi.
“Jandarma demek, tutanak demektir, belge demektir.”
“Cenazesinin taşındığı araç…”
“Kriminal incelemeler açısından söylüyorum, teknik açısından söylüyorum, Jandarma tamamen profesyoneldir yani 15 Temmuz öncesi jandarması yok şu anda. Emniyet’le iş birliği içinde yürütülmüştür bu konu, hatta bir kısım konularda Jandarma’nın yasal eksikliklerinden kaynaklı olarak başka kurumlardan da destek alınmıştır.
“Ama sadece bir örnek söyleyeyim: Narin’in taşındığı araç, cenazesinin nakledildiği araç tespit edildiğinde -sekiz veya dokuzuncu gündü- o araç hemen bir çekiciye yüklenmiş, orada hiç el sürülmeden Van Kriminal Laboratuvarı’na getirilmiş, Van Kriminal Laboratuvarı’nda çok detaylı bir inceleme yapılmış ve 480 küsur bulgu elde edilmiştir. Amcanın üzerindeki çocuğun salya süprüntüleri bu araçtaki bu incelemelerle bulunmuştur.”
“Jandarmanın yapacağı her şey fazlasıyla yapılmıştır”
“Yani şunu ifade etmek istiyorum: polisin ya da jandarmanın hangisi müdahale ederse etsin yapacağı her şey bihakkın ve fazlasıyla yapılmıştır.
“Burada bir şey daha söyleyeceğim: Çocuk on dokuzuncu günde bulundu, doğru. Maalesef, sayın vekilimizin de ifade ettiği gibi, medyada gizlilik kararı olmasına rağmen olmaması gereken şekilde bir kişinin ifadesi yarım saat sonra gazete manşetlerinde… Bilgi alabileceğimiz kişiler de bir şey söyleyecekse de ifade verecekse de manşetlere çıktığını görünce ifade vermekten, bilgi vermekten korktular, kilitlendiler.”
“Ekibimiz ağızlarına kadar kanalizasyon akan dereye girip çocuğu buldu; olağanüstü başarı”
“Şimdi, çocuğumuzu daha önce AFAD ekipleri, yerel unsurlar, dalgıçlar aradılar, iki defa aradılar, bulunamaması üzerine bizim Ankara’da Jandarma Özel Asayiş Komutanlığımızın özel bir ekibi var, dalgıç ekibi var, onları gönderdik.
“Çok özür dileyerek ifade ediyorum, köyün ve köyün hayvanlarının bütün kanalizasyonunun aktığı derede o çocuklar ağızlarına kadar o suyun içine girdiler, batarak girdiler ve profesyonelliklerinin bir neticesi olarak o çocuğu taşların altında buldular. Bu emsal örneklerine göre bakıldığında olağanüstü bir başarıdır çünkü dünyada ve ülkemizde bu tür bulunamayan nice çocuk veya insan var.”
“Narin cinayeti dört dörtlük çözülmüştür”
“Narin cinayeti dört dörtlük olarak çözülmüştür. Üçüncü gününden itibaren tamamen adli makamların koordinesinde, talimatlarına göre işlemler yerine getirilmiştir.
“Vatandaşımızın merakına mucip olan konular bizi adli olarak çok ilgilendirmiyor ama medyanın aşırı ilgisi bu konuyu sanki Jandarma profesyonel değilmiş gibi, yeterli değilmiş gibi. Bu yorumları yapan o gazetelerdeki kişilerin aslında kendileri o kadar yeterli değiller. Bilseler, işin hakikatini öğrenmek isteseler, öğrenseler farklı yorumlar yapacaklardır, nitekim, sonradan yorumlarını değiştirdiler ama böyle bir algı oluşmasına neden oldular; bu hak etmediğimiz bir algı.”