Ana SayfaGÜNÜN YAZILARIŞii eksenli İran planı parçalandı; Suriye çoğulcu çözüm arıyor

Şii eksenli İran planı parçalandı; Suriye çoğulcu çözüm arıyor

Bütün bu tablonun bize öğrettiği temel mesele, din veya mezhep esaslı bir rejim kurmanın ve bu rejim etrafında toplumu örgütlemenin yanlışlığıdır. Suriye’nin bunu fark eden yeni kurucuları, dini, mezhepsel ve etnik ayrımcılığı reddeden, çoğulcu bir rejim kurma çabası içindeler. YPG’nin itirazı yeni devlete Arap İslam Cumhuriyeti damgası vurmak, bu hedeflere aykırıdır. Zaten bu koşullarda başka bir çıkış yolu da görünmüyor.

Suriye’de Alevilere saldıran fanatik Sünni grupçuklar, İslam dünyasındaki bir tehlikeyi de gözler önüne serdi: Mezhepler arası savaş tehlikesi. İran, uzun süredir bölgede Şii eksenli bir askeri yay kurabileceğini düşünüyordu. Bu amaçla, Irak’ta “Haşdi Şabi” adı verilen, merkezi Tahran olan bir silahlı milis örgütlenmesine girişti. Lübnan’da, bileği bükülmez adam olarak tanınan Nasrallah ile birlikte hareket etmeye karar verdi. Suriye’de ise Esad, Şii Yayı’nın bir parçasıydı. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın hemen yanı başında, Yemen’de Husiler de askeri açıdan Şii Yayı’na dahil edildiler.

Ancak İsrail’in Gazze’deki saldırıları, bölgedeki dengeleri İran’ın aleyhine altüst etti. Parçalanamaz ve yenilmez bir güç olduğu izlenimi verilen bu Şii Yayı, İsrail’in Gazze saldırılarıyla birlikte büyük bir yenilgiye uğradı. Askeri ve siyasi ihtiyaçların bir sonucu olarak Hamas, bu Şii Yayı içindeki özgün ve güçlü Sünni bir gruptu. İlk darbeyi onlar yedi. Peş peşe iki önemli liderlerini kaybettiler. Ardından, “yenilmez adam” Nasrallah öldürüldü. Yetmedi, yardımcısı da öldürüldü. Esad’ın devrilmesinin ana nedeni, bölgedeki Şii Yayı’nın İsrail saldırılarıyla zayıflamış olmasıydı. Ne İran ne de Rusya, Esad’a sahip çıkabildi.

Bütün bu tablonun bize öğrettiği temel mesele, din veya mezhep esaslı bir rejim kurmanın ve bu rejim etrafında toplumu örgütlemenin yanlışlığıdır. Suriye’nin bunu fark eden yeni kurucuları, dini, mezhepsel ve etnik ayrımcılığı reddeden, çoğulcu bir rejim kurma çabası içindeler. YPG’nin itirazı yeni devlete Arap İslam Cumhuriyeti damgası vurmak; bu, hedeflere aykırıdır. Zaten bu koşullarda başka bir çıkış yolu da görünmüyor. Din ve mezhep temelli devletler veya devletçikler büyük sorunlarla karşılaştılar. Şimdi, bölge yeniden şekillenirken, mezhepler üstü ve etnisiteler üstü yeni bir anlayışın temellerinin atılması gerekiyor.

Biraz geriye gidersek, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından çizilen Ortadoğu haritası bölgeye bir türlü huzur getirmedi. Batı yönetimlerinin belli başlı Arap kabilelerine paylaştırdığı topraklarda kurulan devletlerin önemli bir çoğunluğu, yapay devletçiklere dönüştü. Bölgede çatışmaları bitirmeyi amaçladığını söyleyen Trump yönetimi ise iktidarının ilk günlerinde Yemen’de Husileri bombalayarak farklı bir yolun işaretlerini verdi.

Suriye’nin geleceği meselesine gelirsek… En uzun sınırımızın olduğu bu ülkede istikrarın ve demokrasinin yerleşmesi, Türkiye’nin huzuru için son derece önemli. Meseleye Suriye’deki farklı grupların iç uyumları açısından bakabilir; parçalanmış bir Suriye’nin Türkiye’ye yaramayacağını görerek bu doğrultuda bir strateji benimseyebiliriz.

- Advertisment -