Ana SayfaANALİZLERPORTRE | Antalya Diplomasi Forumu’nda dört forumda konuşturulan Amerikalı ekonomist Jeffrey Sachs:...

PORTRE | Antalya Diplomasi Forumu’nda dört forumda konuşturulan Amerikalı ekonomist Jeffrey Sachs: Oligarkların ekonomisti, Çin hayranı

ABD’li ekonomist Jeffrey Sachs'ın Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF2025) 4 ayrı oturumda konuştu. Ahmed eş-Şara’nın davetli olduğu forumda ‘Suriye’deki savaş için Esad değil, ABD suçlanmalı’ dedi. İsim vermeden Türkiye’yi de eleştirdi. Videoları “ABD’li ekonomistin itirafları” diye dolaşıma sokuldu, AK Partili siyasetçiler tarafından da eleştirildi. Peki kimdir Sachs ve neden Antalya’ya çağrıldı?

ABD’li ekonomist, akademisyen ve siyasi yorumcu Jeffrey Sachs’ın Antalya Diplomasi Forumu’na (ADF2025) davet edilmesi ve etkinlikte 4 oturumda konuşmalar yapmasının ardından kullandığı bazı ifadeler Türkiye kamuyoyunda da tartışma yarattı.

Suriye’de CIA’in istediği mi oldu?

BM Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu Başkanı Jeffrey Sachs, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda Suriye ile ilgili çeşitli iddialarda bulundu. İç savaşın “Beşar Esad’dan kaynaklanmadığını, ABD ve İsrail’in sorumlu olduğunu” öne süren Sachs, “Bu savaşın sonucu, CIA’in 2011’de istediği şeydi. ABD’nin silahlandırdığı cihatçı bir grubun iktidara gelmesi” ifadelerini kullandı. Lübnan, Irak, Libya, Somali ve Sudan savaşlarına da değinen Sachs, “Bunların hepsinde ABD hükümeti ve müttefiki İsrail sorumludur” vurgusunu yaptı.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Jeffrey Sachs, 4. Antalya Diplomasi Forumu’ndaki “Suriye: Ülkenin Yeniden Yapılandırılması ve Uzlaştırılması” isimli panelde konuştu: “Netanyahu’nun fikri, Ortadoğu’yu İsrail’in isteğine göre şekillendirmekti. İsrail’e karşı olan her hükümeti devirmek… Bu konuda CIA ve ABD hükümeti de dostuydu. Yani savaş, Esad baskısından veya diktatörlüğünden kaynaklanmadı. Bu savaş, 2011 baharında Esad’ı devirmek için Başkan Obama’nın verdiği bir emirle başladı. Bu programın bir adı da vardı; Operation Timber Sycamore… ABD, bu bölgedeki diğer ülkelerle birlikte isyancıları eğitti. Şu anda iktidarı ele geçirenler de dahil olmak üzere rejimi devirmek üzere özellikle cihatçıları eğitti. Bu bir kaos yarattı. 14 yıl süren savaşta Suriye’de 600 bin kişi hayatını kaybetti. Bu savaşın sonucu, CIA’in 2011’de istediği şeydi. ABD’nin silahlandırdığı cihatçı bir grubun iktidara gelmesi…

Sachs doğrudan ABD’deki Başkanlık dönemlerini işaret etse de konuşmasında isim vermeden Türkiye yönetiminin de dış politikasını ve Forum’a davet edilen Suriye Cumhurbaşkannı Ahmed el-Şara’yı da eleştirdi. Konuşmaları Avrasyacı çevrelerce “ABD’li Ekonomistin İtirafları” olarak dolaşıma sokulmakla kalmadı Yasin Aktay gibi AK Partili siyasetçiler tarafından da eleştirildi.

Harvard’da ekonomi eğitimi alan Sachs, halen Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı olarak görev yapmakta.

Peki ABD’li ekonomistin iddiaları saha gerçekliği ile örtüşüyor mu? Suriye’de muhaliflerin sivil protestolara başlama tarihi Mart 2011 iken Esad rejimine bağlı asker ve paralimiliter güçler ağır silahlarla ateş açma, gözaltı dalgalar, köy baskınlarıı ve sistematik işkence operasyonları ile sivil muhalefeti 6 ay boyunca baskıladı. Ordudan ayrılmaya başlayan alt ve orta kademe Suriye askerlerinin rejim ordusu ile çatışmaya başlamaları ise Ağustos-Eylül 2011’de yani 6-7 ay sonra Suriye’de iç savaşı başlattı.

Sachs, HTŞ dahil olmak üzere ABD yönetiminin cihatçıları eğittiğini de öne sürüyor. Oysa ABD Türkiye yönetimi ile birlikte cihatçılarla savaşması için ÖSO içerisinden seçtiği küçük bir grubu eğit-donat programı kapsamında eğitime tabi tuttu. O dönemde Nusra Cephesi’ne saldıran bu gruplar başarısız oldu. Sonuç olarak ABD cihatçıları değil cihatçılara karşı bazı grupları eğitti ancak bu stratejisi başarısız oldu.  Sachs’ın bir diğer iddiası ise ABD’nin eğittiğini ileri sürdüğü cihatçılar sebebiyle Suriye’de kaos çıktığı yönünde. Oysa ülkedeki kaosun temel sebebi muhaliflerle  uzlaşmayı reddeden Esad rejiminin Rusya ve İran güçleri ile birlikte sivil yerleşim birimlerine ayrıum gözetmeden saldırılar düzenlemesiydi.

Sachs’ın Suriye iç savaşında Esad rejimi, Rusya ve İran’ın uzlaşmaz ve saldırgan tutumunu yok sayan iddiaları ile örtüşmeyen bir başka faktör de BM gözetiminde Cenevre’de başlayan siyasi çözüm ve yeni anayasa sürecinin Şam ve müttefikleri tarafından akamete uğratılmasıydı.

Ayrıca Sachs’ın sivil ve askeri muhalefetin İsrail tarafından desteklendiği iddiası Şam’ın 8 Aralık’ta muhaliflerin kontrolüne geçmesinin ardından Tel Aviv yönetiminin yeni Suriye yönetimine askeri saldırılar gerçekleştirmesi ile de örtüşmüyor. Madem İsrail yanlısı bir yönetim iktidara geldi neden İsrail Suriye’ye Ürdün ve Mısır gibi davranmıyor ve ülkeyi Lübnan’a yaptığı gibi saldırıyor?

Oligarkların Ekonomisti

Sachs, Bolivya, Birleşik Arap Emirlikleri ve birçok eski komünist ekonomi de dahil olmak üzere çeşitli ülkelere ekonomi politikaları konusunda danışmanlık yaptı ve genellikle Marksizm-Leninizm’den piyasa ekonomilerine geçiş konusunda tavsiyelerde bulundu.

Polonya ekonomisini başarılı bir şekilde istikrara kavuşturduktan sonra, Sovyet Başkanı Mihail Gorbaçov ve daha sonra Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin kendisinden yardım istedi. Yegor Gaidar’a makroekonomik politikalar konusunda danışmanlık yaptı ve ekonomik şok terapisi olarak adlandırılan yöntemi kullandı.

Sachs’ın ekonomi politikasının Rusya’da piyasa ekonomisinin pervasızca benimsenmesine dolayısıyla da çoğunlukla yoksulluğa, açlığa ve servetin oligarklara ve organize suçlara aktarılmasına yol açması gerek eko-politik tezlerinin gerekse de post-Sovyet döneminde Rusya yönetimiyle girdiği siyasi ilişkilerin eleştirilmesine yol açtı.

Sachs uzun bir süredir “ABD hegemonyasının” ortadan kaldırılmasını savunuyor. “Çok kutuplu dünyanın” büyük bir savunucusu ve son zamanlarda “dünyanın nükleer felaketin eşiğinde” olduğunu öne sürdü ve doğal olarak ABD’yi suçluyor. Sachs’ın çizdiği tabloya göre Putin rejimini saldırganlaştıran ABD’nin politikaları.

ve onun yandaşları ve propagandacıları herkesi nükleer silahlarla tehdit ediyor. Ayrıca 1980’de Sovyetler Birliği’ni Afganistan’a saldırması için kışkırtanın aslında CIA olduğunu öne sürdü. Putin’in 2011’de Suriye’de Esad’a askeri yardımda bulunmasından CIA’in Suriye’deki operasyonlarını sorumlu tuttu.

Ekonomist Sachs 2015’te muhtemelen hastanelerin bombalanmasından, kimyasal saldırılardan ve sivillerin ve insani yardım çalışanlarının katledilmesinden de CIA’yı sorumlu tutuyor. Ayrıca NATO’nun doğuya doğru genişlemeyeceğine dair “Batı’nın verdiği sözden” bahsetmeyi de seviyor, Gorbaçov’a göre “bu söz hiç verilmedi.”  Doğal olarak Sachs’a göre Haysiyet Devrimi ve Yanukoviç’in görevden alınması da ABD tarafından planlanmıştı. Jeffrey ayrıca “Minsk Anlaşmaları, Ukrayna liderleri anlaşmalara uymamaya karar verdiğinde başarısız oldu” ifadelerini kullandı

Siyasi anlaşmalardan bahsetmek istiyorsanız, Rusya neden 1994 Budapeşte Memorandumu’na uymadı?

Ve yine, eğer Gorbaçov’a verilen sözlü “güvenlik garantilerinin” yerine getirilmesi gerekiyorsa, Putin 2008’de Ukrayna’nın bir parçası olduğunu söylemesine rağmen neden 2014’te Kırım’ı işgal etti?

Sachs’ın söylemine göre, NATO’ya katılan ve katılmak isteyen ülkelerin istedikleri ittifaka katılma konusunda hiçbir egemenlikleri ya da özgür iradeleri yok. Bu düşünceye göre, bu ülkeler sadece piyonlar ve emperyalist ülkeler arasındaki “tampon bölgeler”.

Ancak Doğu Avrupa ülkelerinin çoğu için NATO’ya katılmalarının nedeni Rusya. -Kamyoyuna sızdırılan belgeler, Putin ve yandaşlarının en azından Moldova ve Ukrayna’yı ele geçirme planları olduğunu ve ayrıca NATO’da bulunan Baltık ülkeleri için oldukça kötü planları olduğunu gösterdi.

1939’da SSCB, Nazi Almanyası ile birlikte Polonya’yı işgal etti. Ardından aynı yıl Finlandiya’yı. 1940’ta Baltık ülkelerine saldırdılar ve Romanya’nın bir kısmını ilhak ettiler. 1956’da SSCB Macaristan’a saldırdı. Ardından 1968’de Çekoslovakya’yı işgal etti.

Sachs ayrıca COVID-19 için ABD’yi suçladı ve virüsün “ABD laboratuar biyoteknolojisinden” çıktığını ileri sürdü. Daha önce de Trump’ın Wuhan laboratuvarını virüsü sızdırmakla suçlayan teorisini “pervasız ve tehlikeli” olarak nitelendirmişti.

Mayıs 2022’de Sachs, Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Ukrayna’da barışı baltalayacağını belirterek, “Rusya’yı yenmekle ilgili tüm bu konuşmalar bana göre pervasızca” dedi. Haziran 2022’de ateşkes çağrısında bulunan ve Ukrayna’ya verilen askeri desteği sorgulayan bir mektuba imza attı.

Ayrıca Solovyov’un programına iki kez katılarak Ukrayna’ya müzakere çağrısında bulundu ve Ukrayna’daki Rus birliklerinin geri çekilmesi çağrısında bulundu. Ayrıca Kuzey Akım sabotajından ABD’yi sorumlu tuttu ve hatta konuyla ilgili olarak Rusya adına BM Güvenlik Konseyi’ne hitap etti.

Jeffrey aynı zamanda büyük bir Çin hayranı. “Soykırım” teriminin Çin’de Uygurlara yönelik baskı için geçerli olmadığını söyledi. Bir röportajda kendisine bu konu sorulduğunda, soruyu geçiştirmişti.

https://www.axios.com/2021/02/23/china-uyghurs-columbia-rights-sachs

Sachs’ın Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlallelerinin işkence, asimilasyon ve soykırım kapsamında değerlendirilemeyeceğini öne sürdüğü açıklamaları bir çok insan hakları grubu tarafından kınandı. Hong Kong Global Connect, Uyghurs Campain ve Columbia Stands with Hong Kong gibi 18 insan hakları örgütü, Şubat 2021’de Columbia Üniversitesi Rektörü Lee Bollinger’e bir mektup göndererek söz konusu açıklamalar nedeniyle endişelerini dile getirdi.

İmzacılar “Profesör Sachs, Çin Dışişleri Bakanlığı’nın, ABD’nin hak ihlalleri tarihine dönerek Uygurlara yönelik muamelelerinden sorumlu olduklarını reddetme girişimleriyle tam olarak örtüşüyor, bu arada kendi tartışmalarından da kaçınıyorlar. Profesör Sachs, Çin hükümetinin bakış açısını öne çıkararak ve bu hükümet tarafından ezilenlerin bakış açısını önemsizleştirerek kurumunun misyonuna ihanet ediyor” ifadelerini kullandı.

Tezleri Rusya ve Çin’in siyasal çizgisiyle eşleşen Sachs Moskova, Pekin ve Esad rejimlerinin işgal ya da insan hakları ihlallerini ya önemsizleştiriyor ya da sebebini tümden ABD’ye bağlıyor. Politik duruşu ile ekonomik tezleri de uyum halinde. Çünkü Sachs’a göre ABD Kapitalizmi ancak Rusya’da geliştirilecek kapitalizm ve Çin devlet kapitalizmi ile rakip değil ortak olduğunda dünyadaki ekonomi dengelenebilir. Bu sebeple Sachs’ın dünyasında Arap halkları ya da Doğu Avrupa halklarının sosyal durumu, yaşanan işgaller, diktatör rejimler ya da insan hakları ihlalleri değil Moskova oligarkları, Baas diktatörlüğü ve Çin devlet kapitalizmi önemli faktörler. Bu sebeple Sachs, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’da yaşanan tüm sosyolojik gelişmeleri ABD-İsrail komplosu ile açıklıyor.  

- Advertisment -