Ana SayfaGÜNÜN YAZILARITrump ve Musk neden birbirlerine girdi

Trump ve Musk neden birbirlerine girdi

Çok iyi anlaşıyorlardı, dünyanın canına okuyacaklardı. Elon Musk, farklı bir kültürden geliyordu, aynı çizgide buluşmuşlardı. Elon Musk’ı uzaktan izleyen çoğu insan, onları uzun süre “aynı kafada iki güçlü erkek” olarak gördü: Dünyayı yönetme hırsı taşıyan, kaba mizaçlı, uzun boylu, havalı, zengin, maço, gösterişi ve alkışı seven, silahlanmaya sıcak bakan, göçmenlere düşman, woke kültüre ve sol çevrelere karşı sert iki “alfa” erkek…

Donald Trumpçılar diye dünyada bir rüzgar esti başlangıçta. Özelikle otoriter yönetim meraklısı çevreler için yeni bir yıldız doğmuş gibiydi. Barış çağrılarının ardından bir savaş tanrısı olarak karşımıza çıktı.

Trump öncesi ABD’yi yönetmiş kişiliklere baktığımızda özellikle son 20-30 yıl içinde Bill Clinton, Barack Obama, Joe Biden gibi belli isimler hak hukuk adalet konusunda belli duyarlıkları temsil ediyorlardı.

Trump, bunları dikkate almayan bir pragmatizm içinde dünyaya nizamat vermek üzere sahneye çıktı. Küstah, kaba, çıkarcılığı bir üstünlük olarak gören yaklaşımıyla dünyanın başına bela olmaya kararlı gibiydi.

Yanında da kendisinden daha çıkarcı olabilecek bir başka sima boy göstermişti. Çok iyi anlaşıyorlardı, dünyanın canına okuyacaklardı. Elon Musk, farklı bir kültürden geliyordu, aynı çizgide buluşmuşlardı.

Elon Musk’ı uzaktan izleyen çoğu insan, onları uzun süre “aynı kafada iki güçlü erkek” olarak gördü: Dünyayı yönetme hırsı taşıyan, kaba mizaçlı, uzun boylu, havalı, zengin, maço, gösterişi ve alkışı seven, silahlanmaya sıcak bakan, göçmenlere düşman, woke kültüre ve sol çevrelere karşı sert iki “alfa” erkek…

Sosyal medya atışmalarıyla giderek netlik kazanan kavga, aslında Trump ve Musk’ın karakter, kültür, hedef ve vizyon bakımından ne kadar farklı olduklarını gösterdi.

Trump, “Önce Amerika” sloganını, Cumhuriyetçi Parti’nin gelenekçi damarına kolaylıkla enjekte edebilmişti. İnşa ettiği kişisel marka, muhafazakâr aile değerlerini, sembolik de olsa kiliseye yakınlığı, silahlanmayı ve tarım ile enerji lobilerini doğrudan kollayan pragmatik bir tavrı içeriyor. Kitleleri coşturan retoriği ve “pazarlamacı zekâsı” onu Amerikan sağı için vazgeçilmez kılıyor. ABD’deki evangelik dindarlar Orta Batı’daki mavi yakalılar Trump’ta kendini buluyor. Dünya solu ise Trump’ı göçmen karşıtlığı, iklim değişikliğine kayıtsızlığı ve “gerçeği eğip bükme” alışkanlığı yüzünden düşman olarak görüyor.

Musk’a gelecek olursak…

O, Güney Afrika doğumlu bir göçmen. “Kurulu düzenin dışından” gelmiş, ABD pasaportunu sonradan edinmiş. Bir süper zeka. PayPal, Tesla, SpaceX ve şimdi de X (Twitter) ile kurduğu ekosistem, teknoloji odaklı küresel bir vizyonu yansıtıyor. Mühendislik bilgisi, risk iştahı ve “günde 20 saat çalışma” dinamizmi onu “alaylı” Trump’a kıyasla daha “okullu” bir başarı öyküsüne dönüştürüyor. Elektrikli araçlar, güneş panelleri ve fosil yakıt karşıtlığı sayesinde, Musk’ın “bir parça çevreci” imajı bile var.. Yine de bu çevreci imajı sendika karşıtlığı ve sosyal hizmetlere mesafesi gibi “anti-woke” reflekslerle dengeleniyor. Solun Musk’a öfkesi, bu ikircikli tavırdan besleniyor: Musk bir yandan iklim krizi gerçeğini kabul ederek yatırım yapıyor, öte yandan işçi haklarını bastırıyor.

Her iki isim de “çok çocuklu baba” profiliyle muhafazakârlığa göz kırpsa da Trump’ın evlilik vurgusu Musk’ın serbest ilişki anlayışından ayrılıyor. Musk’ın fizik, yazılım ve roket bilimi bilgisi; Trump’ın ise emlak, televizyon ve seçim kampanyası tecrübesi öne çıkıyor. Trump “Amerikan pragmatizminin” ve “pratik zekânın” posteri, Musk ise “teknokratik dehanın” ve “21.yüzyıl tipi entelektüelliğin” vitrini.

Aynı sağ dalganın bu iki farklı (ve giderek zıtlaşan) ikonu, bambaşka dünya tasarımlarına sahip.

- Advertisment -