anlıyor gibiyim, Allah’ım,
anlıyor gibiyim,
bir tek hayatı değil,
bir tek kişinin hayatını değil,
bir tek canlının,
bir tek varlığın hikâyesini değil,
akıllı, akılsız tüm canlıların,
canlı, cansız tüm varlıkların
hepsinin hikâyelerini tek tek
birbiriyle uyum içinde
tasarlamanın azametini
anlıyor gibiyim, evet.
ve hepsini birden,
bir bütün olarak yaşamayı
mümkün kılan kudreti,
hayal gücünü,
bilgiyi ve sanatı
anlıyor gibiyim, evet, evet,
ve tadını,
bunlarla yaşanan
büyük hayatın…
ve yine anlıyor gibiyim – o hayatın
bir tek gününün bile,
bütün ömürleri kuşatabilmesi için,
hepsinin aritmetik toplamından
milyarlarca defa daha uzun
ve büyük olması gerektiğini
anlıyor gibiyim, evet, evet…
21 Ekim 2009