Tanrı’nın sayısız eli vardır,
Sayısız yaratıcı eli…
Aklın başını okşuyor onlardan biri,
Kalbin yanağını bir başkası.
Aklın gözleri yoktur
Ve içimizde, baş aşağı
Tavana asılı durur, yarasalar gibi…
Ama Tanrı’nın eli dokununca ona
Bırakır körlük numaralarını falan.
Her yanı göz kesilir,
Ve gezinmeye başlar kendi göğünde
Yeni bir galaksi gibi.
Kalbe gelince, kalp,
Aşık olmadığı sinede, bir deri bir kemik,
Sokağa terkedilmiş yaşlı atlara benzer;
Ve kişner durur boş arsalarda,
Yıkıntılarda güdüz gece.
Ama Tanrının eli
Bir dokunmaya görsün yelesine,
Hemen gençleşir, güzelleşir,
Yorgun, yitik, tekü tenha bir beygirken,
Birden çoğalır, çoğalır – ve
Yeri göğü kaplayan,
Yeri göğü gümleten
Bir yılkı oluverir.
27 Ekim 2009