29 Ağustos 1915: ABD’nin Ermenilerin tehciri ve imhasına yönelik İttihad ve Terakki hükümetine yönelik protestosundan sonra tehcir bir süre durdurulur ancak hemen yeniden başlatılır.
5 Kasım 1915: İhtida kurallarını belirleyen bir talimatname ile sadece Anadolu içlerinde kalmalarına izin verilen Ermenilerin ihtida taleplerinin kabul edileceği bildirilir.
1915 sonlarına doğru Cemal Paşa, kontrolü altında bulunan Suriye bölgesinde mukim önde gelen Arap ailelerini Anadolu’nun iç ve batı bölgelerine sürme kararı alır. Böylece bu bölgelere binlerce Arap aile sürülür/yerleştirilir. Bunlar Eskişehir, Konya, Hüdevandigar, Ankara, Sivas ve Kayseri’deki Ermeni meskenlerine yerleştirilir. Emval-i metrukeden kendilerine mülkler verilir.
Şükrü Kaya Halep’e vardığında Cemal Paşa ile arasında bir tür otorite savaşı vuku bulur. Zira Cemal Paşa IV. Ordu Kumandanı olarak Suriye bölgesinin kontrol etmektedir. Ancak merkezi yönetim–Talat Paşa– Zor ve Urfa mutasarrıflarına Şükrü Kaya’nın emirlerini uygulamasını iletir.
Cemal Paşa’nın amacı Halep’teki artan Arap milliyetçiliğinin ve Arap nüfusunu dengelemek için bu bölgeye Anadolu’dan sürülmüş Ermenilerin yerleştirilmesidir. Bu nedenle de, Hama, Havran, Kerek ile Halep’in güneyi ve batı bölgesinin bir kısmının Ermenilere ayrılmasını Talat Paşa’ya kabul ettirme uğraşı içindedir.
Kasım 1915’de yapılan bir toplantı sonrası Cemal Paşa’ya Ermenilerin il ve ilçe merkezlerinde yüzde 2 oranına iskân edilebilecekleri kararı bildirilir. Geri kalan nüfus, diğer bölgelerde olduğu gibi köylere veya çadır kamplara dağıtılacaktır.
Bu uzlaşıya rağmen yeni sorunlar çıkar. Talat Paşa, Cemal Paşa’ya bazı mutasarrıf ve kaymakamları görevden aldığı için, sorumluluğunun sınırlarını hatırlatmak zorunda kalır. Hatta Doğan Avcıoğlu, Cemal Paşa’nın Bahaeddin Şakir Bey ile de karşı karşıya geldiğini aktarır. Bahaeddin Şakir’in Cemal Paşa’ya gönderdiği şifreli telgrafa göre, Şakir Cemal’e “biz Trabzon, Erzurum, Sivas, Bitlis, Ma’muretü’l-aziz ve Diyarbekir’deki yüzde 95 Ermenileri Musul’un güneyindeki illere [Katma, Müslime, Suruç, Resulayn, Rakka, Harran ve Zor] gönderiyoruz. Ama siz Halep’e sevk ediyorsunuz” der.
Böylece, Cemal Paşa’nın bu ısrarı ve planı doğrultusunda kendisinin “Cemal’in Ermenileri” dediği 150.000 Ermeni, Hama ve Şam arasındaki bölgede iskan edilerek kurtarılmıştır.
Ermeni yetimleri: Ermeni çocukların “terbiye” meselesi
26 Haziran 1915’te Ermeni yetimleri ile ilgili politika Eğitim Nazırlığı tarafından açıklanır. Buna göre Ermenilerden kalan ve 10 yaşının altındaki çocuklar “talim ve terbiyeleri” için devlet yetimhanelerine yerleştirilecektir.
27 Aralık 1915: İAMM çeşitli vilayetlere, İslam köylerine “tevzi olunan” ve “nüfuzlu kimseler”e teslim edilen Ermeni yetimlerinin miktarını sorar.
29 Nisan 1916 Talimatnamesi: Bu talimatname ile Ermeni yetimleriyle ilgili politika son şeklini alır. Bu talimatnamenin 3. maddesine göre, 12 yaş ve altındaki Ermeni yetimler taşrada bulunan yetimhanelere gönderilmelidirler. Geriye kalan çocuklar, nüfuzlu ailelere; “terbiye ve temsillerine (asimilasyon)” ve “adabimahalliye”yi öğrenmeleri için dağıtılmalıdırlar. Geriye kalanlar da, Müslüman köylerine, fakir ailelere 30 kuruş aylık bağlanarak dağıtılmalıdır.
İstanbul yetimlerinin dağıtılması uygulamanın dışında tutulur, yasaklanır; yetimler kesinlikle taşradaki yetimhanelerde barındırılmalıdır. Zira bunların rahat ve süratli asimilasyonları için, Anadolu içleri daha uygundur. İstanbul’daki Ermeni cemaati ve yabancıların işe müdahalesi hesaba katılmıştır.
Güney’e sürülen Ermeni yetimlerse Cemal Paşa’nın kurduğu yetimhaneler dışında, kuzeye yani Anadolu’da bulunan yetimhanelere nakledilmiştir. Hatta Cemal Paşa’nın yetimhanelerinde bulunan çocukların da Anadolu’daki yetimhanelere nakledildikleri olur. Örneğin, Haziran 1916’da Halep’te birikmiş Ermeni yetimler, Sivas’ta bulunan yetimhanelere nakledilmişlerdir.
8 Mart 1916: Bu tarihten itibaren ihtida hakkı sadece Müslümanlarla evlenen, evlenecek olan Ermeni kadınlarla sınırlandırılır. Bu sırada iskan mıntıkalarında ise, ihtida başvurularında herhangi bir sınırlama getirilmemiş, tim ihtida talepleri kabul edilmiştir.
30 Nisan 1916: Tüm Anadolu vilayetlerine “kimsesiz ve velisiz” kalan Ermeniler hakkında talimatname gönderilir. Buna göre aile reisinden mahrum aileler—asker aileleri dahil—genç kızlar, kadınlar ve çocuklar; Ermeni ya da yabancının olmadığı köy ve kasabalara dağıtılmalıdır. Talimatnamenin ikinci maddesinde “Genç ve dul kadınların tezvicleri [evlendirilmeleri]” emredilir.
1916 ortalarında Resulayn’da 35.000 Ermeni Kafkasyalılar tarafından katledilir.
1916 Temmuz’unda Zor bölgesinde 120.000 Ermeni katledilir.
Eylül 1916’da hâlâ Suriye bölgesine sürülmüş Ermeniler askere alınmakta ve amele taburlarında çalıştırılmaktadır. Hatta Ekim 1917’de din değiştirmiş olsun veya olmasın tüm Ermenilerin kapsayan yeni bir askere alma kararı bile çıkartılır.
Not: Ermeni Soykırımı’nın gidişatına ilişkin daha detaylı bir kronolojik bilgi için şu adresteki siteyi kontrol etmenizi tavsiye ederim: http://www.armenian-genocide.org/chronology.html