Hastalığın ilk günlerinden bugüne COVID-19’la yoğun bakım servisinde gece gündüz mücadele eden anestezi uzmanı doktor arkadaşımla konuştuklarımı sizlerle paylaşmak isterim. Son durumu onun sözleriyle aktarıyorum: Doktorlar bu durumdan yoruldu ve sıkıldı. Grip aşısını yurtdışından alıyoruz ve maalesef getirilen aşı ihtiyaca göre çok az. Grip aşısında sağlık çalışanlarına öncelik verilmemesi herkesin canını sıktı. Biz dahil, acilen aşı yapılması gereken insanlara bu aşı yapılamıyor. 5 puanlık bir ölçü var; öncelik onlara verildi. Getirilen aşının yetersiz olması bizi de vurdu. Normalde bu dönemde insanlar grip aşısı yaptırıyorlardı.
Aşı, devlet hangi ülkeyle anlaşırsa bize oradan geliyor. Amerika, Almanya nereden bulunursa… Gelen aşı sayısı bu yıl çok az. Kanser hastalarına bile veremiyoruz. Bir çıkmaza girdik. COVID olan hastalara grip aşısı bulunamadığında ölüm riski artıyor… Aşı ne kadar koruyor konusu ayrı. Bir nebze koruyuculuğu dahi varsa, bulunması gerekir.
ABD borç yüzünden aşı vermiyor
“Borcumuzu ödemediğimiz için Amerika aşı vermeyi kesti, göndermiyor” deniyor. Bizim bildiğimiz bu. Arka planda başka şeyler var mı onu bilmiyoruz (24 Eylül tarihli haber: ABD Büyükelçisi David Satterfield, devlet hastanelerinin ABD’li ilaç firmalarına 2.3 milyar dolar borcu olduğunu ve bu meblağın ödenmemesi halinde Türkiye piyasasından çekilmeyi düşündüklerini söyledi).
Havalar soğuyunca daha da içinden çıkılmaz bir durumla yüz yüze geleceğiz. Devlet zatürree aşısını bir yerden bulup getirdi. Riskli gruplar en azından aşı oldu. Mevsimsel olarak grip ve zatürre dönemi geldi. Özellikle KOAH hastaları, kanser hastaları, 65 yaş üstü kronik hastalığı olanlar risk grubunda. İstanbul’da son günlerde yüksek sayıda COVID vakası olduğu doğru. Bizim kendi doktor gruplarımızda da bu bilgi paylaşılıyor. Aciller şu anda hasta kaynıyor.
Korunamadık, yeterli önlemleri alamadık. Maske yok mesafe yok, insanlar sosyal mesafe kurallarına uymadı. Sosyalleştik. Kaçınılmaz sonuç da bu. Daha geçen haftanın sonunda İstanbul’un koronavirüs haritasında Fatih ilçesi zaten kıpkırmızıydı. Zeytinburnu ilçesi de. Gelir ve sosyokültürel düzeyi düşük semtler zaten kırmızıydı. Şimdi diğer yerlerde de yayılıyor. Herkes memleketindeydi. Okullar açılmaya başlayınca insanlar döndü. Kimse kurallara uymadı.