Ana SayfaManşetBatı’da kopuş mu?

Batı’da kopuş mu?

Türkiye’nin NATO içindeki yeri bile sorgulanır hale geldi. Bu kez roller değişti, Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti Batı işbirlikçiliğiyle, ajanlığıyla suçlamaya başladı. Şimdi kritik bir dönemden geçiyoruz. Sakin olmalı duygularımıza değil aklımıza öncelik vermeliyiz.

Türkiye’nin Batı’yla ilişkileri yeni bir mesele değil. Her dönemde bu ilişki çeşitli sorunları da beraberinde getirmiş. Günümüze gelirsek: Muhalefet, uzun yıllar boyunca Recep Tayyip Erdoğan’ı ABD’nin iktidara hazırlayıp, desteklediğini iddia etti.

2002 seçimlerinden önceki Erdoğan’ın Washington gezisini de bu ‘plan’ın parçası olarak yorumladılar. Onlara göre AK Parti iktidarı ABD işbirlikçisiydi.

O tarihlerde Cumhuriyet gazetesinde yazıyordum. Muhalefetin bu saptamasının gerçekleri yansıtmadığını, muhalefetin yanlış bir saptama üzerinden siyaset geliştirdiğini belirttim. Evet ABD’de AK Parti’ye ilgi vardı.

Avrupa’da da. Bu ilgi ‘İslamcı’ bir partinin, demokrasinin kuralları içinde mücadele ederek iktidara yürümesine duyulan ilgiydi. Batı’yla uyumlu, demokratik değerlere bağlı, AB üyesi olmaya hevesli bir AK Parti imajı AB merkezlerinde beklentiler doğurmuştu. Sonra olaylar yön değiştirdi:

Arap ülkelerinde diktatörlüklere karşı ayaklanan ve bazı ülkelerde iktidara gelen (çoğu, Müslüman Kardeşler çizgisinde olan) liderler ve akımlar Batı’yla işbirliği yerine Batı karşıtı bir tutum takındılar. Mursi ve Erdoğan’ın bölgedeki dayanışması ve İsrail’in abluka altına alınması ihtimali, Amerika ve Avrupa’da, tepkilere yol açtı. ABD ile bozulan ilişkiler Avrupa’ya da yansıdı.

Roller değişti

Türkiye’nin NATO içindeki yeri bile sorgulanır hale geldi. Bu kez roller değişti, Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti Batı işbirlikçiliğiyle, ajanlığıyla suçlamaya başladı. Şimdi kritik bir dönemden geçiyoruz. Sakin olmalı duygularımıza değil aklımıza öncelik vermeliyiz.

Batı, insan hakları üzerine eleştiriler yapınca, birden batının sömürgeci karakterini hatırlıyoruz. Halbuki Kopenhag Kriterleri’nin ne kadar önemli olduğunu biz söylemiyor muyduk? “Gerekirse Ankara Kriterleri’ni getiririz” demiyor muyduk?

Batı’daki demokrasi ve insan hakları değerlerinin insanlığın ortak mirası olduğunu söylemiyor muyduk? Tabii ki sorunlar olacak. Tartışacağız. Eleştirecekler. Mesele Batı sömürgeciliğine karşı olmanın çok ötesinde. Kendimizle ilgili bir seçim yapacağız. İşte o seçimin içinde Batı ile ilişkiler de bir anlam kazanacak.

- Advertisment -