Anayasa hukukçuları, Anayasanın seçimlerin sadece savaş nedeniyle ertelenebileceğini hükme bağladığını söyledikten sonra ne kadar büyük olursa olsun bir depremin ‘savaş’ sayılamayacağını anlatmak için bin dereden su getiriyor. Bu görüşe ben de katılıyorum, ama öyle olduğunu göstermek için anayasa metninden öteye gitmeye gerek yok.
Prof. Dr. Ergun Özbudun: “Kutsal kitabın yakılması ifade özgürlüğü değildir, kamu düzenini tehdit eder”, Prof. İlhami Güler: “Hakaret ve aşağılamaya benzer tepki verilirse onların derekesine düşmüş olunur”, Fikret İlkiz: “Dinsel nefreti körüklemek ifade özgürlüğü koruması altında değildir”, Bülent Şahin Erdeğer: “Kur’an böyle durumlar için vakur tavır öneriyor, fakat her Müslümanın Kur’an’ın ideal bilincine sahip olmadığı muhakkak. Dolayısıyla kutsallara yönelik hakaret ve provokasyonlar iyi niyetli ama öfkesine yenilen birçok dindarın kamu düzenini bozmasına neden oluyor.”
Liberaller neden Brezilya’nın sosyalist başkanı Lula’nın Bolsonaro’yu yenmesinden memnun? Yıldıray Oğur ve Yunus Emre Erdölen, Serbest Serbest’in yeni bölümünde Brezilya seçimlerini, siyasetini ve geçen hafta yaşanan Kongre baskınını değerlendirdi.
Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya: “Açıkçası ‘ama ulusal menfaatlerimiz bunu gerektiriyor’ söylemini ilkesizlikten öte, iğrenç buluyorum. Ulusal menfaat denilen şey eğer ahlaktan ve vicdandan sıyrılabilecek bir şey ise bir Müslüman olarak bundan beriyim...” Yazar Adem Özköse: “Kimse bizlerden Rabia meydanındaki katliamı gerçekleştiren darbeci bir katilin elinin sıkılmasını normal bir davranış olarak görmemizi beklemesin.’’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB’de işe alınan 1668 kişinin veya onların yakınlarının “terör örgütü ile irtibatı” olduğunu, altısının da doğrudan PKK/KCK adına silahlı faaliyette bulunduğunu iddia etti. Soylu’nun sözlerine İBB Başkanı İmamoğlu’ndan yanıt geldi: “‘Toplamda 700 terörist tespit ettik’ dedi. Bir mahkeme açıldı, 41 kişi yargılandı ve hepsi beraat etti. Yalanı tescilli bir insandır.”