Ceren Kenar
Do not kill in my name
The hurt of losing these martyrs and the identity of the killers were suddenly relegated to the background. Even opposition leader Kılıçdaroğlu cited not the PKK but Erdoğan by name while condemning the attack.
Benim için öldürme
Şehitlerin acısı, katili bir anda gizledi. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu bile saldırıyı kınarken, PKK’nın ismini değil, Erdoğan’ı zikretti.
Aylan bebeğin katili kim?
Barışçı gösterilerle başlayan bir halk ayaklanmasını kendi koltuğu için bir mezbahaneye dönüştüren katilin kim olduğu ortada. Katilin ismini telaffuz edemeyenler de ortada.
IŞİD kazanırsa ABD ne yapmalı?
IŞİD kazanırsa ABD ne yapmalı sorusuna Walt ilginç bir cevap veriyor: Bununla yaşamalı ve IŞİD'i tanımalı.
Yeni kabinenin tek kadın bakanı
Kabine açıklandığı zaman (haklı olarak) neden sadece bir kadın bakan var diyen birçok kişi, 48 saat içinde tek olan kadın bakanı linç etmeye girişti. Başörtüsü üzerinden ırkçı yorumlar yapıldı, özel hayatı üzerinden belaltı vuruldu, söylediğinden emin olunmayan ve açıkçası gerçekten söyleyip söylemediği umursanmayan bir söz yüzünden alay konusu oldu.
Karşının feministleri
İdeoloji, kadın bedeninde kristalize oldu. “Makul kadın” tasavvuru ideolojiden ideolojiye değişse de, o ideolojiyi savunan kişilerin kendilerini karşı kamptan üstün olduğunu kanıtlamaya yarayan bir ideolojik mühimmat olarak kullanıldı.
The elephant in the room
In the midst of Turkey’s seemingly unending election atmosphere, to attribute the collapse of the truce and the return to armed conflict to the president (who has actually been the architect of the Solution Process) is not an analysis but a political preference. But the elephant in the room is still sitting there and will keep sitting there regardless of which party happens to be in government.
Sloganı barış, dili savaş olan bir siyaset
Genç bir siyasetçinin bu dili kullanması bireysel bir sorun değil, bu sorun HDP'nin genel siyasi dilinde aranmalı. (…) Bunun hesabını bu genç siyasetçi değil, bu siyaset dilini belirleyen ana kadrolar vermeli.
Odadaki fil
Türkiye'nin bitmeyen seçim atmosferi içinde ateşkesin bozulmasını, çatışma ortamını, barış sürecinin mimarı olan Cumhurbaşkanına yıkmak bir analiz değil, bir siyasi tercih. Fakat odadaki fil orada ve iktidarda hangi parti olursa olsun, orada olmaya devam edecek.
İş kitapta yazana uymayınca
Hikâyemiz, 1950'li yılların Amerika'sında başlıyor. Dünya ile içli dışlı olmaya başlayan ABD'nin yeni tanıştığı bölgeleri tanıma çabasında:
Eğer gençler ölmesin istiyorsak
“Açaydım kollarımı gitme diyeydim” diyen ebeveynlere, öğretmenlere, kanaat önderlerine, arkadaşlara ihtiyacımız var. Eğer gençler ölmesin diyorsak tabii...
Buz gibi darbe…
Demirtaş bu süreci nasıl yönetemeyecek? Belki de sorun ve trajedi bu. Beceriksizliğini, çaresizliğini kibirle örtmeye mi çalışacak?
“Yeni Türkiye”nin “Eski” Akademisi
Bir kurum olarak akademi geri kaldı Türkiye'de. Ve bu nedenle belki de akademinin boş bıraktığı alanı gazeteciler ve hızlı düşünürler doldurdu.
Ali Haydar’ın tuhaf hikâyesi
“Muhalif Sosyal Milliyetçi Partisi lideri Ali Haydar'a göre, dış destekli silahlı gruplar devrim sürecini çalıyor. Gerçek muhalefet, silahlı muhalefetle devlet arasında kurban ediliyor.”
Sadık Ahmet’in kabrinden
Bir mezarlık avlusunda, toplanmış insanlar. Hava sıcak, nemli. Takım elbiseli siyasetçiler, köylülerle hasbihal ediyor. Dualar okunuyor, kadınların amin sesleri en çok duyulan ses oluyor.
Türkiyelileşme mi Hizbullahlaşma mı?
Çözüm süreci nedeniyle devlete başkaldıran cemaat, şu an HDP saflarında, eski ulusalcılar yeni “gerilla”severler oldular. Türkiye Cumhuriyeti'ni, AK Parti'yi, bu ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını son derece çirkin, ahlaksız ve densiz bir şekilde IŞİD'le özdeş göstererek, PKK'ya hedef gösteriyorlar.
Kürtler ve Türkler de birlikte yaşamayacaksa batsın bu dünya!
Hem Türkiye'yi, hem de Türkiyeli Kürtleri hedef alan bir saldırıdan sonra, bu ülkenin yarısını temsil eden bir partiyi hedef gösteren siyasetçiler tarafından mı temsil edilmek istiyoruz?
Kral’ın selamı
8. Edward, Hitler'e olan sempatisini saklamayan, açık açık Hitler'i övmekten çekinmeyen bir siyasi figürdü. Hatta tahtı bıraktıktan sonra 1937 yılında Simpson ile evlenecek ve Almanya'ya bir ziyaret gerçekleştirerek Hitler ile görüşecekti.
İran nükleer mutabakatı ve niyetlenmeyen sonuçları
İran'ın Batı blokuyla anlaşması İran'ı dünya sistemine entegre ederek, "yeni bir İran" oluşturur mu? Ambargoların hafiflemesi ile yaşanan ekonomik iyileşme, İran siyasetini ve sosyolojisini nasıl etkiler? Bu anlaşma İran içindeki güç dengelerini nasıl biçimlendirir? Reformistler bu süreçten muzaffer çıkabilir mi?
Veto hakkını veto et
Birleşmiş Milletlerin bu acziyetinin kaynağındaki problem nedir? Somuk'a göre Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin adaletsiz yapısı: “Dünyanın kaderini işte bu beş ülkenin temsilcilerinin dudakları arasından çıkan bir evet ya da hayır sözü belirliyor.
Tanıdık geliyor mu?
Miloseviç’e göre Bosna sorununda çözümü engelleyen Alija İzetbegoviç ve onu destekleyen aktörler. Bu aktörlerin arasında Özal’ın da olduğunu da ekleyen Miloseviç, Bosnalı savaşçılara Türkiye’den silah sevk edildiğini iddia ediyor.
Avrupa nerede başlar, nerede biter…
Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizde, Yunan politikacıların sorumsuz politikalarının etkisi olduğu muhakkak. Lakin burada AB yönetiminin hatalarından bahsetmeyen ve sorunu sadece ve sadece bir halka atfedilen özcü faktörlerle açıklamaya da, ırkçılık deniyor.
Üç şehrin hikâyesi
Hem Yunanistan, hem de AB çok zor ve sancılı bir yola girdi. İkinci Dünya Savaşının küllerinden ABD'nin Marshall yardımı ile çıkan Avrupa, kendi çocuklarının krizlerini çözmekte başarısız kalıyor. Bu ciddi bir liderlik eksikliğine işaret ediyor. Tıpkı Suriye meselesinde olduğu gibi. Türkiye'nin tüm bunlardan alacağı dersler var muhakkak.
Askeri diplomasiye giriş dersleri…
Suriye'ye bir askeri müdahale gündemde değil, zira Türkiye bu müdahaleye gerek kalmadan başarılı bir dizi diplomatik girişim ve kamuoyu baskısı ile taleplerini ABD nezdinde kabul ettirmiş ve tehditleri savuşturmayı başarmış durumda.
Hainler ve makbuller…
Kemalizm seri ve verimli bir hain üretme makinasıydı. Ve tüm benzeri ideolojiler gibi, bunu kötülüğünden ve ahlaksızlığından yapmıyordu, aksine ahlakına ve iyiliğine fazla güvendiğinden yapıyordu.
Sorun Kürtler mi, yoksa İran yayılmacılığı mı?
Türkiye'nin dahil olmadığı bir denklem hem Kürdistan hem de Rojava'da kronikleşen bir çatışmayı beraberinde getirecektir. Erdoğan Rojava'da kendisinin dahil olmadığı bir denkleme itiraz etmekte haklı. Rojava'da Türkiye'nin dahil olmadığı İran'ın merkeze alındığı bir denklem kabul edilemez
Lèborîna me dixwazin Kobanê(*)
Kürt hareketi neden kendilerine Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde barış eli uzatan bir lidere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “terörist” deme densizliğine, bu çirkinliğe başvuruyor? Masum insanların kanı üzerinden bu siyaset neyi hedefliyor?
Güney cephesinde yeni bir şey var…
Türkiye'nin “one minute” ile başlayan ve Mavi Marmara krizi ile devam eden tepkisi, Türkiye'ye Müslüman coğrafyada sempati kazandırmak dışında, diğer hayırlara da vesile oldu.