Ana SayfaYazarlarTürkiyelileşme mi Hizbullahlaşma mı?

Türkiyelileşme mi Hizbullahlaşma mı?

Suruç'ta IŞİD'in düzenlediği saldırı sonrası PKK intikam alıyor… Kimden? IŞİD'den mi?

Hayır.

Bir Türk askerden ve iki polisten.

Suçları ne bu üç gencin? Suruç'ta hayatını kaybeden gençlerden daha mı az masumlar, daha mı az insanlar?

Ölümü hak edecek ne yaptı bu üç gencecik insan?

Bir akıl tutulmasından geçtiğimiz bu günler, bir imtihan zamanı içindeyiz. AK Parti ve Erdoğan nefreti ile kör olmuş gözler barış sürecini baltalamak için ellerinden geleni yaptılar bu son üç sene içinde. Çözüm süreci nedeniyle devlete başkaldıran cemaat, şu an HDP saflarında, eski ulusalcılar yeni “gerilla”severler oldular.

Türkiye Cumhuriyeti'ni, AK Parti'yi, bu ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını son derece çirkin, ahlaksız ve densiz bir şekilde IŞİD'le özdeş göstererek, PKK'ya hedef gösteriyorlar.

Sandıkta yenemedikleri rakiplerini, bir savaş meydanı oluşturarak yenme gayretindeler.

Sonucu bu ülkenin gençlerini tabutlara koyacak, gariban annelerin gözyaşı olacak bir stratejinin karargâhı steril pozisyondakilerce kurulmuş.

Buradan aldığı cesaret ve ahlaki üstünlük duygusu ile Kürt hareketi ise “Türkiyelileşmek”ten Hizbullahlaşma'ya geçiş yapıyor.

PKK ne istiyor? Belki de önce şu soru ile başlamak daha doğru: PKK ne istemiyor?..

Silah bırakmak gündeminde yok, bunu liderlerinin tekrar tekrar yaptıkları vurguda görmek mümkün. Barış sürecinin gelip düğümlendiği yer olan silahlarını militanlarını Türkiye'den çekmeyi de düşünmüyor. Hatta, HDP lideri Selahattin Demirtaş, Kürt sivillerin bile silahlanması ve kendi güvenlik önlemlerini alması gerektiği çağrısında bulunuyor.

Suriye savaşının bir aktörü olan PYD'ye militan ve destek sağlamak için, Suriye'deki gerginliği Türkiye'ye taşımak da istiyor PKK. Türkiye'de savaşmak için geçerli bir sebep bulamamasını, Suriye meselesi ile örtüyor. İstanbul'dan, Van'dan Kürt ve Türk gençlerini, Suriye'de IŞİD'e karşı son derece tehlikeli bir savaşın ortasına atmakta, bu eline silah almamış gençleri cepheye sürmekte beis görmüyor.

Bu doğrultuda, tabanında Türkiye devletine olan nefreti ve öfkeyi AK Parti eşittir IŞİD gibi son derece izansız ve tehlikeli bir denklem üzerinden körüklüyor.

Peki günün sonunda plan ne? Amaçlanan hedef ne?

Demirtaş aslında bu hedefin ne olduğunu açıkça ifade etmiş. Habertürk'e verdiği mülakattan bir alıntı: “Suriye’de de Irak’taki gibi bir Kürt özerk bölgesi olacağı artık kesin. Tabii bu Suriye’deki Kürt oluşumu, Lazkiye’yi de içine alırsa Kürtlerin büyük bir sorunu ortadan kalkar… Denize ulaşırlar ve Türkiye’ye tam bağımlılık ortadan kalkar.”

Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'ye lojistik bir “bağımlılığı” olmayan bir Kürt “oluşumu.”

Peki nasıl? Malum bu hatta Kürtler kadar nüfusu olan Suriyeli Sünni, Alevi Arap nüfusu ve buna ek olarak ciddi bir Süryani nüfusu var. Yani Kürtlerin çoğunlukta olmadığı bir bölgede bir “Kürt oluşumu” nasıl olacak?

Tehcir, etnik temizlik? PYD'nin bu yönde girişimleri olduğuna yönelik iddialar uluslararası ve Türkiye medyasına yansımıştı malum…

Suriye'de plan bu görünen ki. Peki Türkiye'de amaçlanan ne?

Bırakın silahlı militanların çekilmesini, sivillerin ve hatta parti teşkilatlarının silahlanması yönünde açıkça çağrıda bulunan HDP ne istiyor?

Yol kesmeler, haraç toplamalar, mahkemeler, 6-7 Ekim'de zirveye varan bir şiddet ve baskı ortamı…

Demirtaş, geçtiğimiz ay Lübnan Hizbullahı'nın kanalı olan el-Manar televizyonuna çıkmış ve Hizbullah'ın “direniş”ini selamladıklarını söylemişti.

Acaba “direnişi” selamlamaktan öteye giden bir durum mu var? Bir nevi Hizbullah modeli peşinde mi HDP?

Lübnan Hizbullahı gibi devlet içi devlet kurma peşinde mi?

Siyasetle değil, elindeki silahla oyun kurmaya devam mı etmek istiyor?

Bu ülkede Kürtlerden ziyade bölgesel güçlerin gündemini mi dayatmak istiyor?

Ne istiyor Kürt hareketi bu ülkede…

 

- Advertisment -