Ferda Balancar
Seyfettin Gürsel: “Parlamentoda çoğunluk bıçak sırtında”
“Deva, Gelecek, Saadet ve DP ittifak yapsalardı yüzde 7’ye indirilen seçim barajını geçebilecekleri çok şüpheliydi. CHP listelerinden aday gösterilmeleri bu partilere az da olsa MV kazandırabilir. Ancak bu partilerin seçmeni CHP’ye ne ölçüde oy verecek? Eğer CHP’nin oy oranı ülke genelinde bu sayede 2-3 puan artarsa toplam muhalefetin parlamentoda çoğunluğu sağlaması için bu çok değerli bir katkı olur, çünkü pek çok seçim çevresinde AKP ile CHP arasında oy farkı azalacağından AKP d’Hondt siteminin avantajından daha az yararlanacaktır."
RÖPORTAJ | “Ali Kemal’in ortaya koyduğu geniş ve özgürlükçü bakış açısının bugün dahi aşılabildiğini söylemek zor”
Yakın tarihimizin en tartışmalı figürlerinden Ali Kemal’in gazete yazılarının bir bölümünden oluşan ‘Sabah Yazıları: (17 Ekim 1918 – 4 Mart 1919) başlıklı kitap ISIS Yayınları’ndan çıktı. Çalışmada, kitabı yayına hazırlayan Muharrem Varol’un geniş bir değerlendirme yazısı da yer alıyor. Varol’la, 6 Kasım 1922’de İzmit’te bugün hâlâ tam olarak açıklığa kavuşturulamamış bir cinayete kurban giden Ali Kemal hakkında konuştuk: “Ne yazık ki hayatının son on yılı ve ölümünden sonraki on yıllarda Ali Kemal hakkında oluşmuş ya da oluşturulmuş kötü şöhretli imaj, yazıların kıymetini ve kendisinin entelektüel yönünü gölgelemişe benziyor.”
RÖPORTAJ | “Kürt meselesinde, tarafların siyasal taleplerinin müzakere edilmesi kaçınılamayacak gerçekliğimizdir”
Emekli MİT müsteşar yardımcısı, yazar Cevat Öneş, özellikle son yıllarda medyaya verdiği röportajlarda HDP’nin de içinde yer aldığı bir demokrasi ittifakının Türkiye’nin demokratikleşmesi için hayati öneme sahip olduğunu sık sık vurguladı. Öneş, bugünkü tabloyu da şöyle yorumluyor: “Millet İttifakı’nın belgelerinde, Kürt meselesine çözümle ilgili somut atıflara yer verilmemesine rağmen, ittifak içinde; demokrasi, parlamento içerisinde çözüm, şiddet kullanımının reddi, toplumsal uzlaşı, milli egemenlik, ülke bütünlüğünün korunması konularında oluşan geniş mutabakat, çözümler için ışık veriyor.”
RÖPORTAJ | “Değişime dair bir umut varsa kadınlar öncü oluyor; gönüllü sandık müşahitlerinin yüzde 68’i kadın”
Gazeteci Seçil Türkkan’ın ‘Seçim Güvenliği İçin Sandıkları Korumak’ kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kitabından, Türkiye’deki sandık koruma refleksinin İsveç gibi ülkelerde örnek olarak gösterildiğini öğrendiğimiz Türkkan’a göre sandık korumada en önemli etken değişim umudu: “Sandıkları korumak, değişim umuduyla çok ilgili. Zaman zaman ‘oyları işte böyle çalacaklar’ gibi videolara rastlıyoruz. Bizi yılgınlığa düşüren bu tür yorumlardan uzak durup sandığa gitmeli ve verdiğimiz oylara sahip çıkmalıyız.”
RÖPORTAJ | “İsrail’de yapılmakta olan hukuk yoluyla darbe”
Louis Fishman: “Yargı reformu denilen bu düzenleme karşısında pozisyon alan tarafları sağ-sol olarak değerlendirmek doğru değil. Örneğin, bazı dinci gruplar da parlamentonun bu kadar güçlenmesinden rahatsızlar ya da merkez sağda yer alan bazı gruplar ve partiler de parlamentonun Yüksek Mahkeme’yi bu kadar zayıf düşürmesini istemiyorlar. İşte bu yüzden her hafta sonu yapılan protestolara yüz binlerce kişi katılıyor.”
RÖPORTAJ | “Sadece gençler arasında değil neredeyse tüm yaş aralıklarında dinden bir kopuş var”
Editörlüğünü Hamdi Tayfur’un yaptığı, “Dip Dalga: Eski Müslümanlar, Yeni Deistler/Ateistler, Agnostikler…” kitabı Ankara Okulu Yayınları’ndan çıktı. 60 kişiyle yapılmış mülakatlardan ve mülakatlara dayalı yorumlardan oluşan kitabı Hamdi Tayfur’la konuştuk: “Kitabın ismi ‘Dip Dalga’ oldu çünkü toplumda gerçekten dipten gelişen bir dinden uzaklaşma dalgası var. Gözümüzün önündekilerden çok daha fazla sayıda kişi dinden uzaklaşıyor ama [çeşitli endişelerle] gizleniyor. Bu kitaptaki 60 kişinin büyük çoğunluğu durumunu gizliyor örneğin. Bu yüzden dinden uzaklaşma dalgası dipten gelişen bir dalgadır.”
RÖPORTAJ | Osmanlı İstanbulu’nda kahvehanenin ve müziğin tarihi
“Osmanlı İstanbul’unda Kahvehanenin Müziği ve Sosyal Topoğrafyası” konulu yüksek lisans tezini tamamlayan müzisyen Çağlar Fidan’la, 16. yüzyılın ikinci yarısından günümüze İstanbul kahvehanelerinin geçirdiği değişimi konuştuk: “İstanbul’un semai kahvehanelerinde şehrin tulumbacı, hamal, kayıkçı, yorgancı kalfası, kahvehane çırağı gibi sosyoekonomik anlamda dezavantajlı sınıfının icra ettiği ve dinlediği eserler; tezimin içeriğinin tamamını kaplamasa da beni en çok heyecanlandıran şey bu sınıfın müzik zevkiyle tanışmaktı.”
RÖPORTAJ | Batı’nın gördüğü Türkiye: ‘Otoriter sürükleniş’ten ‘kaçınılmaz ülke’ye…
Nora Şeni: “AB’nin Türkiye’deki otoriterleşmeye karşı tavır almasını engelleyen en önemli faktör siyasetçilerin ülkeleri için kısa dönem çıkarlarından ötesini düşünmemeleri. Avrupa’nın sınırında demokratik olmayan otoriter bir Türkiye oluşumunun AB ülkeleri için zaman içinde neye mâl olacağını hesaplamak istememeleri. Demokrasi eksikliği sâri bir hastalık gibi…”
RÖPORTAJ | “Bolsonaro kaybetti ama ‘Bolsonarismo’ kaybetmedi”
Güney Amerika uzmanı İmdat Öner ile başta Brezilya’da seçim sonrası yaşanan gerilim olmak üzere Güney Amerika’da son yıllarda yaşanan gelişmeleri konuştuk: “Binlerce Bolsonaro destekçisinin başkentteki Başkanlık Sarayı, Federal Kongre ve Anayasa Mahkemesi’ni basması sürpriz değildi. Brezilya’da seçim dönemini takip eden herkes, Bolsonaro'nun seçim sisteminin güvenirliğine gölge düşüren ve Lula’yı şeytanlaştıran açıklamalarının, aşırı sağ seçmeni böyle bir kalkışmaya iteceğini bekliyordu…” Öner, küresel kriz koşullarında Güney Amerika’nın sol ya da sağ tüm iktidarlarını zor günlerin beklediğini söylüyor.
Bir babanın vasiyetini yerine getiren kitap: Hayim Saltiel ve ailesi iki savaş arasını nasıl yaşadı
85 yaşındaki Miriam Saltiel Friedmann (Mimika), ailesinin Bulgaristan-Yunanistan-Türkiye üçgeninde geçen, Holokost’u da içeren yaşantısını babası Hayim Saltiel’den dinledikten yıllar sonra anlatmaya karar verdi, yazar Suzan Nana Tarablus onu dinledi ve yazdı: ‘Anlatmak İçin Yaşadım: Bir Dönem Tanıklığı’ kitabı Varlık Yayınları’ndan çıktı. Türkiye Yahudi toplumundan kişilerle yaptığı sözlü tarih çalışmalarıyla bilinen yazar Suzan Nana Tarablus’la son kitabını konuştuk.
RÖPORTAJ | “Aleviliğin kurumsallaşmasına karşıyım”
Aleviliği romanlarıyla anlatan yazar Ayşe Acar: “Kamuoyunda ‘AİHM davaları’ diye bilinen, Alevilerin AİHM’de açtığı üç ayrı dava var. Ben de bu davaları açanlardan biriyim. Bu davalar sonuçlandı ve verilen süre de bitti. Çok ciddi yaptırım kararları kapıda. İktidar, aldığı son kararlarla zaman kazanmaya dönük bir ara çözüm üretmeye çalıştı. Bu nedenle sorunu çözmeye yönelik iyi niyetli bir çaba olmadığını düşünüyorum.”
RÖPORTAJ | Bir kuruluş dönemi hikâyesi, mülkün Türkleştirilmesi: CHP’nin Gayrimenkulleri
Etem Yunus Akbayır’ın ‘CHP Gayrimenkulleri (1926-1953)’ başlıklı kitabı Libra Kitap’tan çıktı. Akbayır’ın Hacettepe Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı’nda yazdığı ‘Tek Parti’den Çok Partili Hayata Geçiş Sürecinde CHP ve Halkevleri’nin Gayrimenkulleri (1926-1953)’ isimli yüksek lisans tezinin genişletilmiş ve geliştirilmiş hali olan kitap, Cumhuriyet’in kuruluş dönemine ait bugüne kadar az bilinen bir konuyu ele alıyor. Etem Yunus Akbayır’la kitabını ve CHP’nin gayrimenkul serüvenini konuştuk.