Oral Çalışlar
Farklı yönetim yaklaşımıyla İmamoğlu…
İmamoğlu, yalnızca CHP'li seçmenin oylarıyla İstanbul'u kazanamayacağını biliyordu. Bu nedenle seçim stratejisini, karşı taraftan oy kazanmak üzerine kurdu. Hedefine de ulaştı. Bu çizgi yalnızca oy almaktan ibaret değil. Aynı zamanda farklı olanla, değişik siyasi eğilim içindekiyle birlikte çalışabilme niyetini de içeriyor. Zaten İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra, önceki AK Partili belediye başkanının ekibinden isimlerle çalıştığını vurgulamıştı. "Önce liyakat" demişti.
ABD ile samimiyet polemiği
Moskova. Ankara, S-400'leri satın alma ısrarını sürdürerek, Moskova seçeneğini göz önüne getiriyor. Ankara, Moskova seçeneğini ABD'ye karşı koz olarak öne sürse de, durum oldukça karmaşık. Tıpkı ABD gibi Rusya da YPG’ye Türkiye'den farklı bakıyor. Şu da özellikle ilginç: ABD, PKK liderlerini arananlar listesini koyarken, Moskova’da, PKK bürosu, varlığını koruyabiliyor.
Adalıların ortak çözüm arayışı
Kaymakam Mustafa Ayhan, Belediye Başkanı Erdem Gül ve Emniyet Müdürü Murat Bingöl soru ve eleştirileri dinlediler. Herkes, eleştirilerini dile getirmek için sabırsızlanıyordu. Yetkililerin kısacık sunuş konuşmaları bile onlara fazla gelmişti.
Bahçeli’nin çağrısı ve ülkücüler nereye?
MHP’nin kazandığı ve kaybettiği yerlere baktığımızda, şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Türkiye’nin ekonomik açıdan canlı, dinamik sahil kentlerinin oyları CHP’ye ve İYİ Parti’ye yöneldi. Orta ve Doğu Anadolu, AK Parti’nin egemenliğindeydi. Bu illerin çoğunu MHP’den almıştı. O illerin bir kısmı 31 Mart’ta MHP’ye dönerken, sahiller MHP’yi terk ediyordu.
Reşat Çalışlar’dan “Gariplikler”
Bu ay bizim ev, iki kitap birden üretti. İpek’in (Çalışlar) Latife Hanım kitabı yeni bilgilerle zengileştirilmiş olarak Yapıkredi Yayınları’ndan çıktı. Sessiz sakin şekilde bilgisayarın başındaki...
‘Devlete sadakat’ ve adalet
Bilim insanlarının devlete sadakat borcu olabilir mi? Onların sadakat göstermeleri gereken bilimsel gerçeklere bağlılıktır, toplumun geniş çoğunluğunun hakkını savunmaktır. Yargıçların sadık kalmaları gereken ilke “adalet”tir. Hukuk, bireylerin, toplumun haklarını, çıkarlarını, özgürlüklerini, devlete karşı teminat altına alır.
‘Yetmez ama evet’i anlatmak…
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 1128 imzalı bildiri için ‘kişisel başvuru’da bulunan akademisyenler konusunda verdiği “hak ihlali” kararı, normalleşme yönünde önemli bir hukuki adım. AYM, daha...
Anayasa Mahkemesi’ne ihtiyacımız var
Sonuç olarak, hâlâ, “hak”, “hukuk”, “adalet” yerine, “devletin güvenliği” söylemi ön planda. Düşünce ve ifade özgürlüğünün alanı giderek daha da daraldı. Bu ortamda Anayasa Mahkemesi’nin hukuku önceleyen yaklaşımı, bir umut ışığı sayılabilir.
Sorunun etrafında dolanıyoruz
Türkiye’nin açmazı; YPG’nin terör örgütü sayılması konusunda başta ABD olarak dünyaya laf anlatamaması. Bu durumun da etkisiyle Türkiye Suriye’de ciddi şekilde zorlanıyor.
Göksu köpeklerinden ırkçılık üretmek
Bu topraklar ve bu ülke hepimizin. Türküyle, Kürdüyle, Alevisi Sünnisiyle, Yahudisi, Ermenisiyle, Rumuyla, Karadenizlisiyle, Trakyalısıyla, kentlisiyle, köylüsüyle hepimizin. Kimse kimsenin üstünde değildir ve olmamalı. Irkçılık, bir insanlık utancıdır ve de tehlikelidir.
Adalar’da fayton meselesi
Faytonlar adaların simgesi. Adalar sakin bir mekan iken, adalıların ulaşımı için uzun yıllar hizmet verdi. Büyükada’ya yoğun turist akınının başlamasıyla birlikte, faytonlar, atların kaldıramayacağı bir yükün altına girdi. 200’ün üzerinde fayton, sürekli hareket halinde turist taşımaya başladı. Büyükada’nın altyapısı ve imkanları, atları ve faytoncuları koruyamıyor ve denetleyemiyor.
Cezaevinde tahliye beklemek
Maalesef siyasi nitelikteki bu tür davalar, tamamen günün siyasi havasına bağlı olarak gelişiyor. Osman Kavala iddianamesi neredeyse her eğilimdeki hukukçu tarafından “inandırıcı” bulunmadı. Öne sürülen kanıtların ve belgelerin iddiaları doğrulayacak nitelikte olmadığı söylendi, yazıldı çizildi. Buna rağmen Kavala 16 aydır hapiste. Ilıcak ve Altan'la ilgili hüküm de Yargıtay tarafından bozuldu. Onlar da yeniden yargılanmayı ve serbest bırakılmayı bekliyorlar.
15 Temmuz’dan kim ne kadar sorumlu?
Darbeyi yenilgiye uğratan halktır ve devlet içinde meşru zemine bağlı asker, polis, bürokrasidir. Fetullahçı örgüt, legal-illegal iki ayak üzerinden yapılanmış ve gelişmiştir. Yayın organları, eğitim kurumları gibi alanlarda yasal faaliyet yapmıştır. Asker, polis, bürokrasi ve yargı gibi devletin etkin kurumları içinde yasadışı yollarla örgütlenmiştir.
Darbeye direnen medya
15 Temmuz’daki toplumsal karşı koyuş, darbelerden çok çekmiş bir halkın topyekün direnişinin eseridir.
Brüksel’de çözümü konuşmak
Toplantının katılımcılarından sinema sanatçısı Kadir İnanır, “Artık bu meseleyi yeniden masaya yatırmanın zamanı geldi. Bundan elini çekenin eli yanar” dedi. DPI’ın direktörü Kerim Yıldız ise, bundan sonrası için yapabileceklerini şöyle özetledi: “Çözüm umudunun büyük ölçüde kaybolduğu bir dönemden geçtik.
Siyasette yumuşama…
Siyasette dil henüz tam bir değişim geçirmese bile, “Altan kardeşler ve Ilıcak” davasında Yargıtay’ın bozma kararı, bu yönde bir eğilim olarak okunabilir. Aynı şekilde Gezi davasında Yiğit Aksakoğlu’nun tahliyesini, Osman Kavala’nın tahliyesi için bir hakimin oy kullanmasını iyiye işaret olarak saymayı tercih edebiliriz.
ABD’den aksi sesler
Engel'in bu çıkışının ardında alınmış bir karar bulunuyor. ABD Temsilciler Meclisi, Osaka buluşmasından kısa süre önce, S-400'leri Türkiye'nin Rusya'dan satın alması durumunda yaptırım uygulamaya karar vermişti.
Batı şaşırıyor
Bir bakıyorsunuz, AB'ye yönelmiş, ileri demokrasinin ilkelerini savunan (bu izlenimi uyandırabilen) bir iktidar ortaya çıkıyor. Batı şaşırıyor, “galiba bu sefer oldu” diye düşünmeye başlıyor. Sonra, giderek hava değişiyor. Batı yine şaşırıyor. Kapıları kapatıyor.
Batı medyasında S-400 meselesi
Batı medyasını dikkatle okuduğumuzda, Tokyo'daki G-20 zirvesinin Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği açısından faydalı bir zemin oluşturduğu izlenimini edinebiliyoruz.
“Tarafsızlık” satrancı…
Çok yakın zamana kadar, yenilmekten ve yenilme ihtimalinden yorgun düşmüş bir muhalefet söz konusuydu. İktidar kendine güvenli, “yenilmez” görüntüsüyle, sürekli “değiştiremezsiniz” mesajı üretiyordu. İçeride ve dışarıda bu ruh halinin iyice yoğunlaştığı bir noktada, İstanbul seçimi geldi.
Batı medyasında Türkiye’ye artan ilgi…
Diğer İngiliz gazetesi The Times’ın Türkiye yorumunun başlığı ise, “İstanbul’u kaybeden Erdoğan’a reform çağrısı...” İspanyol El Pais gazetesi, seçimlerin Türkiye’de gerilimi azalttığını, umut yarattığını ve bunun sonucu olarak (bir İspanyol şirketi tarafından satın alınan) Garanti Bankası’nın hisselerinin değer kazandığını yazdı.
“Seçmen”
Başta iktidar olmak üzere seçmenin mesajı doğru anlaşılmalı, bir uzlaşma ve çözüm imkanı aranmalı. Kazananların, zafer sarhoşluğuna ve intikamcı duygulara kapılmak yerine yapıcı bir dil kullanabileceklerini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun ilk mesajları bu açıdan umut verici. İktidarın ise, yavaş yavaş, “nerede yanlış yaptık” diyerek bir muhasebeye girişmesini bekliyorum.
Nasıl okumalıyız?
23 Haziran seçimlerinin iktidara verdiği mesaj "Böyle yapmayın" şeklinde okunabilir. Toplum diyor ki: Farklılıkların uzlaşabildiği, hiçbir grubun diğer gruba üstünlük taslamadığı, değişen dünyanın gerçeklerini ve genç kuşağın ihtiyaçlarını anlayabilen bir format...
Suriyeli mülteciler ve kör milliyetçilik
Mültecilere yönelik tepki ve öfkeyi kışkırtmak, bundan siyasi rant elde etmeye çalışmak, en temel insan haklarının ihlalidir. Bir belediye başkanı çıkıp “Yabancı uyruklu kişilere yardımı kesin” diye bir tavır alırsa, buna ırkçılık denir.
‘Müslüman kardeş’imiz Mursi…
Dünyanın gözü önünde, seçimle gelmiş yönetim, darbeyle devrildi. “Batı demokrasileri”nden gelen bazı cılız sesler dışında, darbe büyük oranda onay gördü. İslam’ın demokrasi denemesi, İhvan hareketinin meşru zeminde, barışçı mücadele yürütme tercihi, hayal kırıklığıyla sonuçlandı. “Arap Baharı”nın rüzgarı söndü.
Güney Afrika’dan dönerken
Öğrendiğim en önemli şey, çözüm konusunda umudu yitirmemek. Çözüm sırasında uzlaşma adımları atarken, barışa ulaşırken, gösterilen “ihanet”, “sattınız” gibi suçlamalara kulak tıkamak. Bir gün önce yapılan barışın, bir insanın bile ölümden kurtulmasına hizmet edebilmesinin öneminin bilincinde olmak.
Güney Afrika: Failler ve mağdurlar
Toplumda özellikle ekonomik alanda adaletsizlik çok can acıtıcı. Toplumun en zengin yüzde 10’u, zenginliğin yüzde 71’ini, en fakir yüzde 60, zenginliğin yüzde 7’sini alabildiği bir dengesizlik söz konusu. Dünyada cinsel şiddetin en yaygın olduğu ülke olarak öne çıkıyor.
Irkçı partiden Mandela’nın partisine…
Afrikanlar yani Avrupalı beyazlar, Afrikalı, Asyalı ve “Renkli” nüfusları aşamalı olarak mülksüzleştirdiler, siyasi katılımın dışında bıraktılar. Apartheid ırkçı sistemi 1948’de Ulusal Parti (NP) tarafından uygulanmaya başladı: Siyahların beyazlarla evlenmeleri, belli bölgelerin dışına çıkmaları, sahillere inmeleri yasaklandı.
Güney Afrika’nın Gandi’si: İbrahim…
İbrahim, bu eylem biçimini kabul etmekle birlikte sivilleri öldürmeye karşı olduklarını özellikle vurguladı. İbrahim İbrahim, katıldığı eylemler nedeniyle tutuklandı. Toplam 20 yıl hapis yattı. Mandela’nın 1994 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından çıkarılan afla özgürlüğüne kavuştu.
Çok yakın çok uzak AB’de seçimler
İstanbul seçimlerine yoğunlaşan Türkiye’de, Avrupa Birliği (AB) seçimleri fazla ilgi görmedi. Bu ilgisizliğin en başta gelen nedeni, son yıllarda AB’ye üyelik umudunun zayıflamış, hatta...