“İmamoğlu’nun adaylığına bakışım negatif. Türkiye, muhalif kesim, şahsileşmiş bir iktidar deneyimine son vermek istiyor. Tayyip Erdoğan bunun en önemli simgelerinden biri. Yeniden bir şahıs üstünden muhalefetin dirilmesini sağlamak ve bir şahıs ve onun popülaritesi üzerinden yol almak benim siyaset anlayışıma biraz aykırı. Ben siyasetin daha örgün, daha toplumla ilişkili olmasının; toplum siyaset ilişkilerinin imaja değil, içeriğe dayanan istikamette şekillenmesinin Türkiye için daha hayırlı olduğu kanaatindeyim.”
“Aile konusu Türkiye'de gerçekten gündeme gelecek bir tablo içinde mi, bir sorunla karşı karşıya mı? Çok sanmıyorum. Aslında gündeme getirdiği, özgürlük, kişinin kendi ahlakını tanımlaması, kendi bedeninin sahibi olması karşısında bazı gelenek hususlarını devreye sokarak bunları sınırlamak. Böyle olduğu oranda aile bir anlamda katı bir ideolojik taşıyıcı haline de gelir. Erdoğan'ın yaptığı bugün bu bence. Bunu özellikle seçimlere doğru giderken kendisine yeni bir tahkimat alanı olarak seçti.”
“Kim tayin edecek bir haberin, bilginin dezenformasyon olduğunu? İdari yapılar mı? Ya da iyice siyasallaşmış, emir komuta mekanizması içerisinde çalışan yargı mı? Böyle olduğu oranda hakikaten Türkiye'de demokrasinin kalan kırıntıları da yok olmaya başlıyor demektir. Elimizde sadece sandık kalıyor. E, sandık tek başına demokrasiyi ifade eder mi?”
“Kürt meselesini uzun süre şiddet ve terör yoluyla PKK taşıdı. Elbet meşru görülmedi. Ama biliyoruz ki binlerce, on binlerce insan evlerinden dağlara gittiler, militan olarak örgüte katıldılar. Bu örgüt bin türlü yapılar kurdu. Bunlar arasında siyasal örgütler, siyasal partiler oldu vs. Ancak, bugün geldiğimiz nokta itibariyle, yaşanan gelişmeler sonucu, Kürt meselesinin temsilinde, ifadesinde, çözümü istikametinde şiddet dışı bir alanın, siyaset alanının da genişlediğini görüyoruz.”
“Jesus geldi, ikinci maçta ‘Bu adam futbolun Obradoviç’i’ demiştim. Galiba birkaç kere bir yerlerde yazıldı. Gücünü sistemden alan bir başarı arayışı ya da sistemik bir başarı… Teknik direktörün, o kenardaki adamın sistem açısından ne kadar belirleyici olabileceğini, tek tek futbolcuların ötesinde bir yapıyı nasıl inşa edebileceğini gösterdi. Bu, her futbolsever açısından lezzetli bir şey.”