Kürt sözünün bile yeniden yadırganır hale geldiğini düşündüğümüz bir ortamda, Bahçeli ortaya çıktı ve ezberleri bozarak yeni bir siyasi iklimin öncüsü oldu. Kürt tarafı böyle bir çağrıya hazırdı. Bölgeden güçlü destek geldi. “Öcalan’ı dinlemezler” teorileri, boş çıktı. Umut havası doğunca, bunun zıddı da kaçınılmaz olarak ortaya çıktı. Yeni duruma alışmakta zorlananları da anlayışla karşılayabiliriz. DEM adına ilişkileri yürüten ekibin ikinci İmralı ziyareti sonrası, beklenen açıklama gelmedi. Öcalan, beklenen açıklamayı yapmadı. İmralı heyetinin adada onunla geçirdiği 4 saat konusunda, değişik yorumlar ortalığı kapladı.
Turizm, Çalışma ve Spor bakanlıklarından müfettişler gelmiş, yemiş içmiş, kaymış, tek kuruş ödememiş, ‘Otelde eksik yok’ raporu vermiş.
Sözcü Gazetesi'nden Erdoğan Süzer Kartalkaya'daki ölüm otelinde...
Yıldıray Oğur: “Kartalkaya’daki felaket yine bir siyasi kutuplaşma tartışmasına döndü. Halbuki durum açık; otellerin denetiminden Turizm Bakanlığı sorumlu, yangın için rapor verme yetkisi ise sadece itfaiyede. İtfaiyeler de belediyelere bağlı. Yani çifte sorumluluk var. Birileri belgelerle kamuoyunu manipüle ediyor. Bu yüzden soruşturmanın selameti için Turizm Bakanı, Bolu Valisi ve Bolu Belediye Başkanı açığa alınmalı. Yoksa mevzuat boşlukları üzerinden medyadaki belge savaşlarıyla sorumlu kim öğrenemeyeceğiz."
Kartalkaya’da 78 kişinin hayatına neden olan yangınla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bolu Belediyesi birbirini suçlamaya devam ediyor. Bolu Belediyesi’nin geçen ay otelde yangınla ilgili tüm ihmalleri tespit ettiği ancak otelin dilekçesini çekip bir özel şirketten yangın uygunluk raporu aldığı iddia edilmişti. Serbestiyet’in ulaştığı FQC Global Sertifikasyon şirketi iddiayı yalanladı: “Biz otele sadece sürdürülebilir turizm açısından rapor verdik. İtfaiye denetimindeki önlemleri almayla ilgili bir yetkimiz de yok. Bu yönde bir rapor da vermedik. Medyadaki iddialar tamamen yanlış bilgiye dayanıyor.”