Manşet

Babacan: “Sertap Erener’in ‘Everyway That I Can’ dediği gibi biz de her türlü çabayı gösterip yeniden Eurovision’a katılacağız”

Partisinin kültürel eylem planını açıklayan Babacan: “Necip Fazıl’ı tutuklayanlar, yazdıklarını unutturabildiler mi? Nazım Hikmet’i bu topraklardan gönderenler şiirlerini sildirebildiler mi? Ahmet Kaya’yı sürgüne yollayanlar şarkılarını dillerden söküp atabildi mi? Bülent Ersoy’u yasaklayanlar onun sesini unutturabildi mi? Sezen Aksu’nun dilini keseceğini söyleyenler Minik Serçe’nin kalbimizdeki yerini zedeleyebildi mi? Halide Edib’i sürgünler susturabildi mi?”

ALTYAZI | “Size ihtiyacımız var. Gelin, Almanya’da yapın”

Almanya Ekonomi Bakanı Habeck'ten, ülkesinde çalışmak ve yaşamak isteyenlere açık davet: "Sadece yüksek maaş ve iyi iş ortamı değil, hızlandırılmış bir vatandaşlık süreci vaat ediyoruz"

Âlemde ne siyasetçiler var

Memleketin hali hakkında siyasetçiler, toplum, dış güçler… Akla gelebilecek gelemeyecek her özne mesul oluyor da, neden memlekette sözün sahibi olmuş olanlar mesul olmuyor, anlamak güçleşiyor. Benim açımdan Türkiye Cumhuriyetinin başarısızlığının esas —belki de biricik— müsebbibi, bu memlekette söz söyleyebilme imtiyazına sahip olmuş ve şimdi de sahip olanlardır.

AK Parti’de “Fakıbaba” hesapları: Gülpınar, Mücahit Arınç ve diğerleri

CHP’nin de peşinde olduğu Fakıbaba’nın İyi Parti’yi tercih etmesinin, AK Parti’deki “rahatsız” vekilleri daha da cesaretlendireceği söyleniyor. AK Parti ve İyi Parti çevrelerinde aynı yorumun yapılması ilginç: “Merkezse merkez, sağsa sağ, Türkiye partisiyse Türkiye partisi. İyi Parti’deki gelişimi herkes yakından izliyor.” Erdoğan, partisindeki kopuşları engellemek için vekillerle birebir ve toplu görüşmelere başlıyor.
- Advertisement -

ANALİZ | Soylu, Fikirtepe’deki patlama için terör soruşturması başlatılmasından neden rahatsızlık duydu?

Soylu’nun Fikirtepe’deki patlamayla ilgili “terör soruşturması” başlatılması nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı’na “sert üsluplu” bir telefon açtığı gündeme gelmişti. Soylu, Fikirtepe patlamasının faili olan ve 12 Eylül’de TİKKO davasından 7 sene hapis yatan Mustafa Karahan’la ilgili “1980 öncesi aşırı sol örgütlerle bir irtibatının olduğu ama ondan sonra herhangi bir irtibatına rastlanmadığını” söylemişti. Ancak 1989’da kaçak yollardan gittiği İsviçre’nin emniyetindeki bilgilere göre Mustafa Karahan, 1990’lı yıllarda da TİKKO’nun Konferans kanadının Bern sorumlusuydu ve “örgütü finanse etmek” amacıyla uyuşturucu kaçakçılığında rol aldı. İsviçre emniyetinin verdiği bilgi ve deliller doğrultusunda Türkiye’de yargılanan Mustafa Karahan hakkında mahkeme 2014 yılında örgüt bağlantısı tespit edememişti. Patlama sonrasında da Türkiye’nin halen tespit edemediği bu “bağlantı”, İsviçre’de, terör kavramının uzağında tutulması tercih edilecek başka yerlere de mi bağlanmıştı?

En Son Çıkanlar