Erinç Sağkan, Ankara Barosu başkanlığı yaptığı dönemde kamuoyunda sıkça gündeme gelmişti. Ankara Barosu bu dönemde en çok, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın eşcinsellerle ilgili hutbesine gösterdiği sert tepkiyle ve Ankara İl Emniyeti’ndeki, ‘FETÖ’cülükle suçlanan çok sayıda Dışişleri bürokratına işkence iddialarının üzerine kararlılıkla gitmesiyle öne çıktı.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı planlı bir cinayetle ortadan kaldırmak için Suudi Arabistan'dan gelen 15 kişilik infaz timi içinde yer alan Khaled Aedh Al-Otaibi Fransız polisi tarafından Paris'te gözaltına alındı.
Bloomberg’e konuşan bir Türk yetkili, BAE’den gelen bir heyetin Pazartesi günü (dün) Savunma Sanayii Başkanlığı yetkilileri ile bir araya geldiğini ve ardından Aselsan da dahil olmak üzere Ankara’daki savunma şirketleriyle görüştüğünü söyledi. Reuters’a konuşan bir Türk yetkili de Katar’da olan Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasında bir görüşme planlandığını ama program uyuşmazlığı nedeniyle iptal edildiğini söyledi.
Sokakta yürürken birilerinin hakaretlerine, bir tiyatro salonunda küçümseyen bakışlara maruz kalabilirsiniz. Giydiklerinizi ve ilgi alanlarınızı beğenmeyen ve bunlar üzerinden Müslümanlığınızı sorgulayan başka bir gruba açıklama yapmak zorunda kalmanız ise işten bile değildir. Özetle, bir hukuk devletinde temel bir özgürlüğünüzün farklı gruplar tarafından tartışmaya açılması kimseyi rahatsız etmez.
“Güney Kore’nin rekabet gücünü artırarak dev bir ekonomi olma süreci tabii ki para birimine değer kaybettirerek 6 ayda elde edilmedi. Aksinde en az iki nesil boyunca devam eden planlı ve köklü değişim sayesinde 60 yıla mal oldu…” Güldem Atabay, Politik Yol’da kaleme aldığı makalesinde paranın değerini düşürerek neden Güney Kore ve Çin olunamayacağını anlatıyor: “Ağır bir yanılgı içinde olduklarını zaman göstermek zorunda kalmadan bu yola 60 sene önce giren Güney Kore örneğini ‘ekonomist’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın biraz daha yakından incelemesini önermekten başka söyleyecek söz kalmıyor.”