İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararı hukuki açıdan iki noktada tartışmalara neden oldu. Birincisi, Cumhurbaşkanı Kararıyla bir uluslararası sözleşmeden çıkılabilir mi? İkincisi, temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir konuda Cumhurbaşkanının düzenleme yapma yetkisi var mı?
Gezi Parkı'nın İBB mülkiyetinden alınarak Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredilişinin Taksim Meydanı projesinin başlama aşamasında olduğu bu günlerde yapılmasına dikkat çeken İBB Sözcüsü Ongun, "Bu karar sadece vakit kaybıdır, proje elbet yapılacaktır" dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin hazırlanmasına, Diyarbakır’da yaşayan Nahide Opuz adlı bir kadının trajedisi sebep oldu. 2009 yılında AİHM, Opuz’u kocasının şiddetinden koruyamadığı için Türkiye’yi mahkûm etti. Karar üzerine Avrupa Konseyi’nde kurulan çalışma grubunun öncüsü yine bir Türk profesördü. Hazırlanan sözleşme İstanbul’da imzalandı. İlk imzayı atan, Meclis’inden ilk geçiren ve sözleşme için ilk yasa çıkaran ülke de Türkiye’ydi. İlk çıkan da Türkiye oldu.
İstanbul Sözleşmesi’ne verdiği destekle bilinen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın da kurucuları arasında olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nden (KADEM) İstanbul Sözleşmesi açıklaması: “Önemli bir girişimdi. Tercihimiz, Avrupa Konseyi’ne söz konusu tartışmaları bertaraf edecek bir yorum beyanı verilmesi yönündeydi.”
Yeni Merkez Bankası Başkanı, Yeni Şafak gazetesi yazarı Şahap Kavcıoğlu, Ocak 2021’de kaleme aldığı bir yazısında, faiz artırma kararlarında neyi ölçü alacağının ipucunu veriyor: “Cumhurbaşkanımızın yine faiz artırımına yönelik eleştirilerini ifade etmesi, TCMB’nin bu haftayı pas geçme olasılığını da artırıyor.”