Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi öncesinde konuştu: "BM Genel Kurulu'nda malum zevat bazı konuları özellikle sordular. Biz de zaten onlara gerekli cevabı verdik. Attığımız adımlardan geri dönmemiz mümkün değil."
Almanya’da hafta sonunda yapılan seçimlerin sonuçları bütün dünyada analiz edilmeye devam ediyor. New York Üniversitesi’nden emeritus profesör Melvyn B. Krauss da Project Syndicate’teki makalesinde, Yeşiller’in Alman ekonomisinin yapısında yaratacağını düşündüğü büyük değişimi ele alıyor. Krauss’a göre, bu politikalar, Merkel’in ekonomik tercihlerinin zorunlu kıldığı Çin ve Rusya’yla “iyi ilişkilere” de bir son verecek.
Suriye’deki iç savaşı gazeteci olarak yakından takip eden Levent Kemal’in bugünkü Putin-Erdoğan zirvesi öncesinde Perspektif’te yayımlanan analizi: “Erdoğan’ın Putin ile Soçi’de gerçekleştireceği toplantı hiç olmadığı kadar farklı olacak. Moskova, Ankara’nın içine düştüğü durumu sonuna kadar kullanacak. Erdoğan Soçi’ye hiç bu kadar eli zayıf gitmemişti. Hakeza Putin de hiç bu kadar güçlü bir pozisyonda Erdoğan’ı ağırlamamıştı.”
“… Ayrışmayız ve ayrıştırmayacağız. Ülkeyi sizin ayrıştırıcı, ötekileştirici dilinizden korumaya kararlıyız. Her vatandaş birinci sınıftır. Ülkedeki beka sorunu bu ayrıştırıcı zihniyettir.”
Türkiye’de, cumhuriyetin kuruluş yıllarında sert bir laiklik uygulandı. Laikliği savunanların bir kesimi otoriter ve Jakoben yöntemleri tercih ettiler. Laikliği demokrasiyle birlikte düşünmek gerektiğini, bunun dışındaki yolların inananları rencide ettiğini ve toplumsal uzlaşmayı yok ettiğini, yaşayarak gördük. Yaşanan uzun tecrübeler, toplum mühendisliği yöntemlerinin işe yaramadığını gösterdi.