Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye’nin resmen çekildiği 1 Temmuz günü Türkiye’nin her yerinde kadınlar sokaklara indi. İstiklal Caddesi’nde binlerce kişinin katıldığı protesto yürüyüşünde barikatı aşan kadınlara polis biber gazıyla müdahale etti.
Galatasaray Kulübü bu konuda diğer spor kulüplerini de tavır almaya çağırdı. İki olayda da Türkiye’nin demokrasi çıtası testten geçti. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, çıtayı aşağı çekerken, GS Kulübü'nün LGBT’ye destek veren milli futbolcu Taylan Antalyalı’ya sahip çıkması, Türkiye’nin farklı yüzünü gösterdi.
HDP’nin önde gelenleri, Millet İttifakı’nın HDP oylarını bir nevi “çantada keklik” gören yaklaşımına sert bir dille tepki gösteriyorlar. Kendileri ile diyaloga girmeyen, en zor anlarında demokratik siyaseti savunmak adına olsa bile kendileri ile dayanışma göstermeyen bir muhalefete arka çıkmalarının beklenmemesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Çin Komünist Partisi, 100. yıldönümü için iktidar medyasının amiral gemisi Sabah’a haber formatında hazırlanmış tam sayfa ilan verdi. “Çin Komünist Partisi’nin 100 Yıllık Şanlı Tarihi” başlıklı ilanda Çin devleti propagandası yapılıyor, “Çin'in Türkiye ile ilişkilerini adalet ve insanlık temelinde geliştirmeyi hedeflediği” söyleniyor. Daha önce de Çin Büyükelçiliği Hürriyet, Cumhuriyet ve Aydınlık’a ilanlar vermişti.
Gazetelerde “Türkiye yarın İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çıkıyor” haberlerinin yer aldığı dün (30 Haziran), 23 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddet gördüğü kocası tarafından kurşunlanıp öldü diye bırakılan Nurtaç Canan’ın açtığı davanın üçüncü duruşması vardı. Duruşmada kocası Ragıp Canan tahammülü güç bir savunma yaptı: “Sayın eşime en derin sevgilerimi sunuyorum. Hata benim, bütün suç benim. Biliyorum, eşimin kalbi kırıldı. Benim gayem eşimi sadece korkutmaktı. Öldürme niyetim yoktu. Pişmanım. Eşim benim kıymetlimdir, başımın tacıdır.”