Gazetecilere tanınan ‘yıpranma hakkı’, 212 Sayılı Basın İş Kanunu’na tâbi sigortalı gazetecilere beş yıl erken emekli olma imkânı tanıyordu. Geçtiğimiz hafta kabul edilen bir kanun, bu haktan faydalanmak için İletişim Başkanlığı’nın verdiği basın kartına sahip olmak şartını da getirdi.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, yargıdaki cezasızlık uygulamalarına karşı ömrünün sona erdiği güne dek mücadele etti. Şimdi ise kendisinin öldürülmesiyle ilgili davanın dosyası cezasızlıkla karşı karşıya. Olayın üzerinden tam beş sene geçti. Bu beş sene içinde sadece bir duruşma yapıldı.
Bunca sıkıntının, bunca gerilimin, ekonomik bunalımın altından MHP ile birlikte kalkabilmek nasıl mümkün olacak? AB ile ilişkiler, Bahçeli-Çakıcı gerçeği ortadayken nasıl onarılabilir? Yargıdaki durumu bir hukukçu gözüyle eleştirdiği için istifa etmek zorunda kalan Arınç gerçeği ortadayken, hukuk devleti tartışmasını nasıl sürdüreceğiz?
Bu siyasi altın dokunuşlar olmasaydı, bugün yargı kendi meselelerinin bir kısmını kendi kendine çözmüş olurdu, yargı reformuna da ihtiyaç duyulmazdı. Ekonomi için, Batı’ya iyi fotoğraf vermek için başlayan ve şu ana kadar retoriğin ötesine geçmeyen hukuk reformu girişiminde dün HSK’nın attığı adım, o yüzden en kritik ve en sahici reform adımı oldu.
Basın İlan Kurumu (BİK), resmi ilan vermediği azınlık basınına her yıl maddi yardımda bulunuyordu. Ancak 2020’nin son genel kurulunda bu yönde bir karar çıkmadı.