Süleyman Soylu’nun Habertürk’teki canlı yayında yaptığı uzun giriş, 2015’ten günümüze kadar uzanan sürece nasıl baktığına ve kendisine nasıl bir tarihsel rol biçtiğine dair önemli ipuçları taşıyordu. Soylu bize, ‘beka tehdidi’ altındaki Türkiye’yi kurtaracak, kendisinin de hayati bir parçasını teşkil ettiğini ima ettiği devlet projesini anlatıyor ve küçük siyasal-partisel hesaplarla, ‘suç örgütü liderlerinin yalanlarına sarılarak’ bu projeyi sekteye uğratacaklara karşı kozlarını sıralıyor.
Binali Yıldırım Başbakan iken kabul ettiği bir KKTC heyetine “bizde ne varsa sizde de aynısı olacak” demişti. Meselenin bam teli bu cümlede saklı. Kıbrıslı Türkler bayağı bir tedirgin olmuşlardı bu açıklama üzerine. Çünkü tarihsel süreçte Türkiye’de ne varsa Kıbrıs’ta da aynısı yaşanmıştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dün akşam katıldığı Habertürk canlı yayınında “Yalnız olup olmadığımı görürsünüz” ifadesinin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destek açıklaması geldi. Sedat Peker’in yayımladığı videoların hedefinin Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, "Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı'nın boynuna tasma geçiremeyecek, buna hiçbir alçağın gücü yetmeyecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Oğuzhan Özbaş’ı görevden alarak yerine Prof. Dr. Semih Tümen’i atadı. Atama bu sabah Resmî Gazete’de yayımlandı.
Modernliğin krizini en fazla ‘hisseden’ kurumun ‘milli ordular’ olduğu söylenebilir. Üstelik günümüzde modern ordunun askeri işlevi devam etse de fikirsel/felsefi zeminde devri doluyor. İdeolojik temsil gücü ve yeteneği hızla zayıflıyor. Bu da siyasetin alanını genişletiyor ve askerlerde siyasete daha sık, rutin, kurumsallaşmış müdahale ihtiyacı uyandırıyor.