Türk-Yunan ilişkilerinin klasik formu güvensizlik ve çözümsüzlük. Böyle geçti ömrüm, en azından yarım yüzyılım! Bir ara, belki Kıbrıs sorunu da çözülür diye düşünmüştüm. Çıkacak gazın Türkiye üzerinden satılması çok doğaldı. Çözüm sağlansa herkes kârlı çıkacaktı. Olmadı. Güvensizlikten… Yeni olan çözümsüzlük değildir; gündemin daha da genişlemiş olması ve uluslararası bir boyut edinmiş olmasıdır. Bir yarım yüzyıl daha çözüm aranırsa torunlarım şaşırmamalı!
ABD’de 3 Kasım seçimleri yaklaşırken, posta yoluyla oy kullanma konusundaki tartışmalar güncelliğini koruyor. Başkan Trump’ın posta kurumundaki aksaklıkları gösterip seçimleri erteleme girişimleri Obama başta olmak üzere büyük tepkiyle karşılaşmıştı. Evden oy kullanılmasına imkân veren bu usûl nasıl işliyor? Bu mesele de mi eyaletlere göre değişiyor? Riskleri ve olumlu tarafları neler? Serbestiyet derledi.
Dinin ataerkillikle özdeşleştirilmesine şiddetle karşı çıkan, erkeklerin kategorik üstünlüğünü reddeden ve eşitliği hem Allah indinde hem dünyevi yaşam koşullarında tartışılmaz bir hak olarak talep eden dindar kadınların sayıları her geçen gün artmaktadır. (…) Bu kadınlar dini alanda ataerkil erkeklerin tekelini ve baskın konumunu kırma mücadelesini başarıyla sürdürmekteler.
Emeğin gerçek hakkını teslim etmemek için bin dereden su getiren kapitalist neo liberal politikalar dünyayı kasıp kavururken, başımıza gelen korona, eşitsizlikleri iyice yüzümüze vurdu. Film sistemin radikal biçimde elden geçirilmesi gerektiğini, insana bakışımızın kökten bir revizyona ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Korona salgını ile dışa vuran bütün çürümenin, doğa insan ve devlet ilişkilerinin varoluşun en başına dönerek yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor.
Ruşen Çakır, Medyascope’ta 23 Ağustos’ta yaptığı “Bitmeyen ve biteceğe de benzemeyen ‘yetmez ama evet’ linçi” başlıklı yayında, dönemi ele alırken Etyen Mahçupyan’la ilgili bazı suçlamalarda bulunmuştu. Mahçupyan’ın o yayına cevabı şöyle: